Skip to main content

قَالَ رَبِّ اغْفِرْ لِيْ وَهَبْ لِيْ مُلْكًا لَّا يَنْۢبَغِيْ لِاَحَدٍ مِّنْۢ بَعْدِيْۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْوَهَّابُ  ( ص: ٣٥ )

He said
قَالَ
dedi
"O my Lord!
رَبِّ
Rabbim
Forgive
ٱغْفِرْ
affet
me
لِى
beni
and grant
وَهَبْ
ve ver
me
لِى
bana
a kingdom
مُلْكًا
bir mülk (hükümdarlık)
not (will) belong
لَّا يَنۢبَغِى
nasib olmayan
to anyone
لِأَحَدٍ
hiç kimseye
after me after me
مِّنۢ بَعْدِىٓۖ
benden sonra
Indeed, You
إِنَّكَ
çünkü sensin
[You]
أَنتَ
sen
(are) the Bestower"
ٱلْوَهَّابُ
çok lutfeden

ḳâle rabbi-gfir lî veheb lî mülkel lâ yembegî lieḥadim mim ba`dî. inneke ente-lvehhâb. (Ṣād 38:35)

Diyanet Isleri:

Süleyman: "Rabbim! Beni bağışla, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver; Sen şüphesiz, daima bağışta bulunansın" dedi.

English Sahih:

He said, "My Lord, forgive me and grant me a kingdom such as will not belong to anyone after me. Indeed, You are the Bestower." ([38] Sad : 35)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Rabbim demişti, beni yarlıga ve bana öyle bir saltanat ver ki benden sonra hiçbir kimse nail olamasın o saltanata, şüphe yok ki senin vergin, ihsanın, boldur.