Skip to main content

اَؤُنْزِلَ عَلَيْهِ الذِّكْرُ مِنْۢ بَيْنِنَا ۗبَلْ هُمْ فِيْ شَكٍّ مِّنْ ذِكْرِيْۚ بَلْ لَّمَّا يَذُوْقُوْا عَذَابِ ۗ  ( ص: ٨ )

Has been revealed
أَءُنزِلَ
indirildi mi?
to him
عَلَيْهِ
ona
the Message
ٱلذِّكْرُ
Zikr
from among us?"
مِنۢ بَيْنِنَاۚ
aramızdan
Nay
بَلْ
doğrusu
They
هُمْ
onlar
(are) in
فِى
içindedirler
doubt
شَكٍّ
şüphe
about My Message
مِّن ذِكْرِىۖ
benim Zikr'imden
Nay
بَل
hayır
not they have tasted
لَّمَّا يَذُوقُوا۟
onlar henüz tadmadılar
My punishment
عَذَابِ
azabımı

eünzile `aleyhi-ẕẕikru mim beyninâ. bel hüm fî şekkim min ẕikrî. bel lemmâ yeẕûḳû `aẕâb. (Ṣād 38:8)

Diyanet Isleri:

Onlardan ileri gelenler: "Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Başka dinde de bunu işitmedik; bu ancak bir uydurmadır. Kuran, aramızda ona mı indirilmeliydi?" dediler. Hayır, bunlar Kuran'ımızdan şüphededirler. Hayır, azabımızı henüz tatmamışlardır.

English Sahih:

Has the message been revealed to him out of [all of] us?" Rather, they are in doubt about My message. Rather, they have not yet tasted My punishment. ([38] Sad : 8)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Kur'an, aramızdan ona mı indirildi? Hayır, onlar, benim vahyimden şüphedeler; hayır, onlar daha tatmadılar azabımı.