Skip to main content

اِنَّ الَّذِيْنَ يَأْكُلُوْنَ اَمْوَالَ الْيَتٰمٰى ظُلْمًا اِنَّمَا يَأْكُلُوْنَ فِيْ بُطُوْنِهِمْ نَارًا ۗ وَسَيَصْلَوْنَ سَعِيْرًا ࣖ   ( النساء: ١٠ )

Indeed
إِنَّ
şüphesiz
those who
ٱلَّذِينَ
kimseler
consume
يَأْكُلُونَ
yiyen(ler)
wealth
أَمْوَٰلَ
mallarını
(of) the orphans
ٱلْيَتَٰمَىٰ
öksüzlerin
wrongfully
ظُلْمًا
zulüm ile
only
إِنَّمَا
doğrusu
they consume
يَأْكُلُونَ
yemektedirler
in their bellies
فِى بُطُونِهِمْ
karınlarına
fire
نَارًاۖ
ateş
and they will be burned
وَسَيَصْلَوْنَ
ve gireceklerdir
(in) a Blazing Fire
سَعِيرًا
çılgın bir ateşe

inne-lleẕîne ye'külûne emvâle-lyetâmâ żulmen innemâ ye'külûne fî büṭûnihim nârâ. veseyaṣlevne se`îrâ. (an-Nisāʾ 4:10)

Diyanet Isleri:

Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar, zaten onlar çılgın aleve atılacaklardır.

English Sahih:

Indeed, those who devour the property of orphans unjustly are only consuming into their bellies fire. And they will be burned in a Blaze [i.e., Hellfire]. ([4] An-Nisa : 10)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Yetimlerin mallarını zulümle yiyenler, ancak ateş yerler, o mallar, karınlarında ateştir adeta ve onlar, alevli ateşe atılacaklardır.