Skip to main content

وَاِنَّ مِنْكُمْ لَمَنْ لَّيُبَطِّئَنَّۚ فَاِنْ اَصَابَتْكُمْ مُّصِيْبَةٌ قَالَ قَدْ اَنْعَمَ اللّٰهُ عَلَيَّ اِذْ لَمْ اَكُنْ مَّعَهُمْ شَهِيْدًا   ( النساء: ٧٢ )

And indeed
وَإِنَّ
ve şüphesiz
among you
مِنكُمْ
içinizden
(is he) who
لَمَن
bir kısmı var ki
lags behind
لَّيُبَطِّئَنَّ
pek ağır davranır
then if
فَإِنْ
eğer
befalls you
أَصَٰبَتْكُم
size erişirse
a disaster
مُّصِيبَةٌ
bir felaket
he said
قَالَ
der ki
"Verily
قَدْ
muhakkak
(has) favored
أَنْعَمَ
lutfetti
Allah
ٱللَّهُ
Allah
[on] me
عَلَىَّ
bana
[when] (that) not I was
إِذْ لَمْ أَكُن
bulunmadım
with them"
مَّعَهُمْ
onlarla beraber
present"
شَهِيدًا
hazır

veinne minküm lemel leyübeṭṭienn. fein eṣâbetküm müṣîbetün ḳâle ḳad en`ame-llâhü `aleyye iẕ lem eküm me`ahüm şehîdâ. (an-Nisāʾ 4:72)

Diyanet Isleri:

Şüphesiz aranızda pek ağır davrananlar vardır; size bir musibet gelirse: "Allah bana iyilikte bulundu, çünkü onlarla beraber bulunmadim" der.

English Sahih:

And indeed, there is among you he who lingers behind; and if disaster strikes you, he says, "Allah has favored me in that I was not present with them." ([4] An-Nisa : 72)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

İçinizde mutlaka ağır davranan olacak ve size bir felaket gelip çatınca da diyecek ki: Allah, gerçekten de bana lütfetti de o zaman, onlarla beraber bulunmadım.