Skip to main content

لِّيُدْخِلَ الْمُؤْمِنِيْنَ وَالْمُؤْمِنٰتِ جَنّٰتٍ تَجْرِيْ مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهٰرُ خٰلِدِيْنَ فِيْهَا وَيُكَفِّرَ عَنْهُمْ سَيِّاٰتِهِمْۗ وَكَانَ ذٰلِكَ عِنْدَ اللّٰهِ فَوْزًا عَظِيْمًاۙ  ( الفتح: ٥ )

That He may admit
لِّيُدْخِلَ
soksun diye
the believing men
ٱلْمُؤْمِنِينَ
inanan erkekleri
and the believing women
وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ
ve inanan kadınları
(to) Gardens
جَنَّٰتٍ
cennetlere
flow
تَجْرِى
akan
from underneath them
مِن تَحْتِهَا
altlarından
the rivers
ٱلْأَنْهَٰرُ
ırmaklar
(to) abide forever
خَٰلِدِينَ
ebedi kalacakları
therein
فِيهَا
içinde
and (to) remove
وَيُكَفِّرَ
ve örtsün diye
from them
عَنْهُمْ
onların
their misdeeds
سَيِّـَٔاتِهِمْۚ
kötülüklerini
and is
وَكَانَ
ve (gerçekten)
that
ذَٰلِكَ
bu
with
عِندَ
katında
Allah
ٱللَّهِ
Allah
a success
فَوْزًا
bir başarıdır
great
عَظِيمًا
büyük

liyüdḫile-lmü'minîne velmü'minâti cennâtin tecrî min taḥtihe-l'enhâru ḫâlidîne fîhâ veyükeffira `anhüm seyyiâtihim. vekâne ẕâlike `inde-llâhi fevzen `ażîmâ. (al-Fatḥ 48:5)

Diyanet Isleri:

İnanan erkek ve kadınları, içinde temelli kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar, onların kötülüklerini örter. Allah katında büyük kurtuluş işte budur.

English Sahih:

[And] that He may admit the believing men and the believing women to gardens beneath which rivers flow to abide therein eternally and remove from them their misdeeds – and ever is that, in the sight of Allah, a great attainment ([48] Al-Fath : 5)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Erkek ve kadın, inananları, ebedi olarak kalacakları cennetlere soksun ve kötülüklerini örtsün diye ve bu da, Allah katında pek büyük bir kutluluktur, murada eriştir.