Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık; her iki su, takdir edilen bir ölçüye göre birleşti.
English Sahih:
And caused the earth to burst with springs, and the waters met for a matter already predestined. ([54] Al-Qamar : 12)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Ve yerden de sular fışkırttık, derken sular, mukadder bir emre göre birleşti.
2 Adem Uğur
Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti.
3 Ali Bulaç
Yeri de 'coşkun kaynaklar' halinde fışkırttık. Derken su, takdir edilmiş bir işe karşı (hükmümüzü gerçekleştirmek üzere) birleşti.
4 Ali Fikri Yavuz
Böylece arzı da kaynaklar halinde coşturduk. Nihayet iki su (yerin ve göğün suları, Nûh kavmini helâk edecek) muayyen bir ölçü üzerinde birleşiverdi. (Böylece mukadder olan helâk husule geldi.)
5 Celal Yıldırım
Yerden de göz göz sular fışkırttık. Böylece sular, mukadder olan bir hükmün gerçekleşmesi üzerine birleşti.
6 Diyanet Vakfı
Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti.
7 Edip Yüksel
Yerden de pınarlar fışkırttık. Nihayet sular, daha önce belirlenmiş seviyeye ulaştılar.
8 Elmalılı Hamdi Yazır
Yeri de kaynaklar halinde fışkırttık, derken sular takdir edilmiş bir iş için birleşti.
9 Fizilal-il Kuran
Yeri de coşkun kaynaklar halinde fışkırttık. Her iki yönden gelen su belirlenen bir görevi yerine getirmek üzere birleşti.
10 Gültekin Onan
Yeri de ´coşkun kaynaklar´ halinde fışkırttık (feccerne). Derken su, takdir edilmiş bir buyruğa karşı (hükmümüzü gerçekleştirmek üzere) birleşti.
11 Hasan Basri Çantay
Yeri de kaynaklar haalinde (tamamen) fışkırtdık da (Her iki) su (ezelde) takdîr edilmiş bir emr üzerinde birleşiverdi.
12 İbni Kesir
Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık da su, takdir edilen bir ölçüye göre birleşiverdi.
13 İskender Ali Mihr
Ve yeryüzünü pınarlar halinde fışkırttık. Böylece sular, taktir edilmiş olan emir üzerine birleşti.
14 Muhammed Esed
ve toprağın pınarlar halinde fışkırmasını sağladık ki sular önceden belirlenmiş bir amaca hizmet etsin
15 Muslim Shahin
Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti.
16 Ömer Nasuhi Bilmen
(11-12) Biz de gök kapılarını bir çok su ile açtık (pek müthiş bir yağmur yağdırdık). Ve yeri de pınarlar halinde fışkırttık. Artık su, takdir edilmiş bir emre binaen birbirine kavuşuverdi.
17 Rowwad Translation Center
Yeryüzünü pınar pınar fışkırttık. Derken sular takdir edilmiş bir iş için birleşti.
18 Şaban Piriş
Yerden de pınarlar fışkırttık. Böylece sular takdir edilen bir iş için birleşti.
19 Shaban Britch
Yerden de pınarlar fışkırttık. Böylece sular takdir edilen bir iş için birleşti.
20 Suat Yıldırım
Yeri pınar pınar fışkırttık. Öyle ki her iki su kütlesi, takdir edilen o işin olması için birleşti.
21 Süleyman Ateş
Yeri kaynaklar halinde fışkırttık, (göğün ve yerin) su(ları) takdir edilmiş bir işin olması için birleşti.
22 Tefhim-ul Kuran
Yeri de ´coşkun kaynaklar´ halinde fışkırttık. Derken su, takdir edilmiş bir işe karşı (hükmümüzü gerçekleştirmek üzere) birleşti.
23 Yaşar Nuri Öztürk
Ve yardık/fışkırttık yeryüzünü pınar pınar. Sonunda kesin ölçülere bağlanmış bir oluş üzere birleşti sular.