Skip to main content

اِتَّخَذُوْٓا اَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوْا عَنْ سَبِيْلِ اللّٰهِ فَلَهُمْ عَذَابٌ مُّهِيْنٌ   ( المجادلة: ١٦ )

They have taken
ٱتَّخَذُوٓا۟
yaptılar
their oaths
أَيْمَٰنَهُمْ
yeminlerini
(as) a cover
جُنَّةً
kalkan
so they hinder
فَصَدُّوا۟
ve engel oldular
from (the) way of Allah
عَن سَبِيلِ
yolundan
(the) way of Allah
ٱللَّهِ
Allah'ın
so for them
فَلَهُمْ
onlar için vardır
(is) a punishment
عَذَابٌ
bir azab
humiliating
مُّهِينٌ
küçük düşürücü

itteḫaẕû eymânehüm cünneten feṣaddû `an sebîli-llâhi felehüm `aẕâbüm mühîn. (al-Mujādilah 58:16)

Diyanet Isleri:

Yeminlerini kalkan edindiler de, Allah yolundan alıkoydular; onlara alçaltıcı bir azap vardır.

English Sahih:

They took their [false] oaths as a cover, so they averted [people] from the way of Allah, and for them is a humiliating punishment. ([58] Al-Mujadila : 16)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Yeminlerini bir kalkan edinmedeler de halkı Allah yolunda menetmedeler, onlaradır artık aşağılatıcı bir azap.