Skip to main content

لَا تَجِدُ قَوْمًا يُّؤْمِنُوْنَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ يُوَاۤدُّوْنَ مَنْ حَاۤدَّ اللّٰهَ وَرَسُوْلَهٗ وَلَوْ كَانُوْٓا اٰبَاۤءَهُمْ اَوْ اَبْنَاۤءَهُمْ اَوْ اِخْوَانَهُمْ اَوْ عَشِيْرَتَهُمْۗ اُولٰۤىِٕكَ كَتَبَ فِيْ قُلُوْبِهِمُ الْاِيْمَانَ وَاَيَّدَهُمْ بِرُوْحٍ مِّنْهُ ۗوَيُدْخِلُهُمْ جَنّٰتٍ تَجْرِيْ مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهٰرُ خٰلِدِيْنَ فِيْهَاۗ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمْ وَرَضُوْا عَنْهُۗ اُولٰۤىِٕكَ حِزْبُ اللّٰهِ ۗ اَلَآ اِنَّ حِزْبَ اللّٰهِ هُمُ الْمُفْلِحُوْنَ ࣖ   ( المجادلة: ٢٢ )

You will not find You will not find
لَّا تَجِدُ
bulamazsın
a people
قَوْمًا
bir milletin
who believe
يُؤْمِنُونَ
inanan
in Allah
بِٱللَّهِ
Allah'a
and the Day
وَٱلْيَوْمِ
ve gününe
the Last
ٱلْءَاخِرِ
ahiret
loving
يُوَآدُّونَ
dostluk eder
(those) who
مَنْ
olanlarla
oppose
حَآدَّ
düşman
Allah
ٱللَّهَ
Allah'a
and His Messenger
وَرَسُولَهُۥ
ve Elçisine
even if
وَلَوْ
şayet
they were
كَانُوٓا۟
olsa bile
their fathers
ءَابَآءَهُمْ
babaları
or
أَوْ
yahut
their sons
أَبْنَآءَهُمْ
oğulları
or
أَوْ
yahut
their brothers
إِخْوَٰنَهُمْ
kardeşleri
or
أَوْ
yahut
their kindred
عَشِيرَتَهُمْۚ
akrabaları
Those
أُو۟لَٰٓئِكَ
işte
He has decreed
كَتَبَ
yazmıştır
within their hearts
فِى قُلُوبِهِمُ
onların kalblerine
faith
ٱلْإِيمَٰنَ
iman
and supported them
وَأَيَّدَهُم
ve onları desteklemiştir
with a spirit
بِرُوحٍ
bir ruh ile
from Him
مِّنْهُۖ
kendinden
And He will admit them
وَيُدْخِلُهُمْ
ve onları sokacaktır
(to) Gardens
جَنَّٰتٍ
cennetlere
flow
تَجْرِى
akan
from underneath it
مِن تَحْتِهَا
altlarından
the rivers
ٱلْأَنْهَٰرُ
ırmaklar
will abide forever
خَٰلِدِينَ
ebedi kalacaklardır
in it
فِيهَاۚ
orada
Allah is pleased
رَضِىَ
razı olmuştur
Allah is pleased
ٱللَّهُ
Allah
with them
عَنْهُمْ
onlardan
and they are pleased
وَرَضُوا۟
onlar da razı olmuşlardır
with Him
عَنْهُۚ
O'ndan
Those
أُو۟لَٰٓئِكَ
işte onlar
(are the) party
حِزْبُ
hizbidir
(of) Allah
ٱللَّهِۚ
Allah'ın
No doubt!
أَلَآ
dikkat edin
Indeed
إِنَّ
muhakkak ki
(the) party
حِزْبَ
hizbidir
(of) Allah
ٱللَّهِ
Allah'ın
they
هُمُ
onlar
(are) the successful ones
ٱلْمُفْلِحُونَ
başarıya ulaşacak olanlardır

lâ tecidü ḳavmey yü'minûne billâhi velyevmi-l'âḫiri yüvâddûne men ḥâdde-llâhe verasûlehû velev kânû âbâehüm ev ebnâehüm ev iḫvânehüm ev `aşîratehüm. ülâike ketebe fî ḳulûbihimü-l'îmâne veeyyedehüm birûḥim minh. veyüdḫilühüm cennâtin tecrî min taḥtihe-l'enhâru ḫâlidîne fîhâ. raḍiye-llâhü `anhüm veraḍû `anh. ülâike ḥizbü-llâh. elâ inne ḥizbe-llâhi hümü-lmüfliḥûn. (al-Mujādilah 58:22)

Diyanet Isleri:

Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları veya oğulları veya kardeşleri ya da akrabaları olsa bile Allah'a ve Peygamberine karşı gelenlere, sevgi beslediklerini görmezsin. İşte Allah, imanı bunların kalblerine yazmış, katından bir nur ile onları desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyar. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnut olmuştur. İşte bunlar, Allah'tan yana olanlardır. İyi bilin ki, saadete erecek olanlar, Allah'tan yana olanlardır.

English Sahih:

You will not find a people who believe in Allah and the Last Day having affection for those who oppose Allah and His Messenger, even if they were their fathers or their sons or their brothers or their kindred. Those – He has decreed within their hearts faith and supported them with spirit from Him. And We will admit them to gardens beneath which rivers flow, wherein they abide eternally. Allah is pleased with them, and they are pleased with Him – those are the party of Allah. Unquestionably, the party of Allah – they are the successful. ([58] Al-Mujadila : 22)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Allah'a ve ahiret gününe inanan bir topluluğu, Allah'ın ve Peygamberinin sınırlarına aykırı hareket edip onlara karşı gelen birisini sever bulamazsın ve isterse onlar, babaları, yahut oğulları, yahut kardeşleri, yahut da aşiretlerinden olsun; onlar, öyle kişilerdir ki Allah, gönüllerine iman nasip ve mukadder etmiştir ve onları, kendinden bir ruhla, imanla kuvvetlendirmiştir ve onları, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokar, orada ebedi olarak kalırlar; razı olmuştur Allah onlardan ve razı olmuşlardır onlar da ondan; onlardır Allah fırkası; bilin ki şüphe yok, Allah fırkası, kurtulanların, muradına erenlerin ta kendisidir.