Skip to main content

قُلْ اِنَّ الْمَوْتَ الَّذِيْ تَفِرُّوْنَ مِنْهُ فَاِنَّهٗ مُلٰقِيْكُمْ ثُمَّ تُرَدُّوْنَ اِلٰى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُوْنَ ࣖ   ( الجمعة: ٨ )

Say
قُلْ
de ki
"Indeed
إِنَّ
şüphesiz
the death
ٱلْمَوْتَ
ölüm
which you flee
ٱلَّذِى تَفِرُّونَ
sizin kaçtığınız
from it
مِنْهُ
kendisinden
then surely it
فَإِنَّهُۥ
mutlaka
(will) meet you
مُلَٰقِيكُمْۖ
sizi bulacaktır
Then
ثُمَّ
sonra
you will be sent back
تُرَدُّونَ
döndürüleceksiniz
to (the) All-Knower
إِلَىٰ عَٰلِمِ
bilen'e
(of) the unseen
ٱلْغَيْبِ
görünmeyeni
and the witnessed
وَٱلشَّهَٰدَةِ
ve görüneni
and He will inform you
فَيُنَبِّئُكُم
ve O size haber verecektir
of what
بِمَا
şeyleri
you used (to)
كُنتُمْ
olduğunuz
do"
تَعْمَلُونَ
yapıyor(lar)

ḳul inne-lmevte-lleẕî tefirrûne minhü feinnehû mülâḳîküm ŝümme türaddûne ilâ `âlimi-lgaybi veşşehâdeti feyünebbiüküm bimâ küntüm ta`melûn. (al-Jumuʿah 62:8)

Diyanet Isleri:

De ki: "Doğrusu kendisinden kaçtığınız ölüm mutlaka karşınıza çıkacaktır; sonra; görüleni de görülmeyeni de bilen Allah'a döndürüleceksiniz, O size işlediklerinizi haber verecektir."

English Sahih:

Say, "Indeed, the death from which you flee – indeed, it will meet you. Then you will be returned to the Knower of the unseen and the witnessed, and He will inform you about what you used to do." ([62] Al-Jumu'ah : 8)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

De ki: Gerçekten de ondan kaçıp durduğunuz ölüm yok mu; hiç şüphe yok ki size ulaşacaktır o da sonra gizliyi de, görüneni de bilen mabudun tapısına götürüleceksiniz, derken size, bütün yaptıklarınızı haber verecek.