Skip to main content

وَقَالَتْ اُوْلٰىهُمْ لِاُخْرٰىهُمْ فَمَا كَانَ لَكُمْ عَلَيْنَا مِنْ فَضْلٍ فَذُوْقُوا الْعَذَابَ بِمَا كُنْتُمْ تَكْسِبُوْنَ ࣖ  ( الأعراف: ٣٩ )

And (will) say
وَقَالَتْ
dediler ki
(the) first of them
أُولَىٰهُمْ
öncekiler
to (the) last of them
لِأُخْرَىٰهُمْ
sonrakilere
"Then not
فَمَا
yoktur
is for you
كَانَ لَكُمْ
sizin
upon us
عَلَيْنَا
bize
any
مِن
hiç
superiority
فَضْلٍ
üstünlüğünüz;
so taste
فَذُوقُوا۟
o halde siz de tadın
the punishment
ٱلْعَذَابَ
azabı
for what
بِمَا
karşılık
you used to
كُنتُمْ
olduklarınıza
earn"
تَكْسِبُونَ
kazanıyor

veḳâlet ûlâhüm liuḫrâhüm femâ kâne leküm `aleynâ min faḍlin feẕûḳu-l`aẕâbe bimâ küntüm teksibûn. (al-ʾAʿrāf 7:39)

Diyanet Isleri:

Öncekiler sonrakilere, "Sizin bizden bir üstünlüğünüz yoktu, kazandığınıza karşılık azabı tadın" derler.

English Sahih:

And the first of them will say to the last of them, "Then you had not any favor over us, so taste the punishment for what you used to earn." ([7] Al-A'raf : 39)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Evvelce girenler, sonrakilere diyecekler ki: Sizin bir üstünlüğünüz yok bize, kazandığınız suçlar yüzünden tadın azabı.