Skip to main content

اَوَلَا يَرَوْنَ اَنَّهُمْ يُفْتَنُوْنَ فِيْ كُلِّ عَامٍ مَّرَّةً اَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لَا يَتُوْبُوْنَ وَلَا هُمْ يَذَّكَّرُوْنَ   ( التوبة: ١٢٦ )

Do not they see
أَوَلَا يَرَوْنَ
görmüyorlar mı?
that they
أَنَّهُمْ
kendilerinin
are tried
يُفْتَنُونَ
sınandıklarını
[in] every
فِى كُلِّ
her
year
عَامٍ
yıl
once
مَّرَّةً
bir kez
or
أَوْ
veya
twice?
مَرَّتَيْنِ
iki kez
Yet
ثُمَّ
yine de
not they turn (in repentance)
لَا يَتُوبُونَ
tevbe etmiyor
and not
وَلَا
ve
they
هُمْ
onlar
pay heed
يَذَّكَّرُونَ
öğüt almıyorlar

evelâ yeravne ennehüm yüftenûne fî külli `âmim merraten ev merrateyni ŝümme lâ yetûbûne velâ hüm yeẕẕekkerûn. (at-Tawbah 9:126)

Diyanet Isleri:

Onlar, yılda bir iki defa belaya uğratılıp imtihana çekildiklerini görmüyorlar mı? Böyleyken yine tevbe etmiyorlar, ibret de almıyorlar.

English Sahih:

Do they not see that they are tried every year once or twice but then they do not repent nor do they remember? ([9] At-Tawbah : 126)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Görmezler mi ki onlar her yıl bir, yahut iki kere musibetlere uğratılırlar da gene ne tövbe ederler, ne ibret alırlar.