ثُمَّ قِيْلَ لِلَّذِيْنَ ظَلَمُوْا ذُوْقُوْا عَذَابَ الْخُلْدِۚ هَلْ تُجْزَوْنَ اِلَّا بِمَا كُنْتُمْ تَكْسِبُوْنَ ( يونس: ٥٢ )
Then
ثُمَّ
sonra
it will be said
قِيلَ
denilir
to those who
لِلَّذِينَ
kimselere
wronged
ظَلَمُوا۟
zulmeden(lere)
"Taste
ذُوقُوا۟
tadın
punishment
عَذَابَ
azabı
the everlasting
ٱلْخُلْدِ
sonsuz
Are you (being) recompensed
هَلْ
musunuz?
Are you (being) recompensed
تُجْزَوْنَ
cezalandırılıyor
except
إِلَّا
başkasıyla
for what you used (to)
بِمَا كُنتُمْ
olduklarınızdan
earn?"
تَكْسِبُونَ
kazanıyor(lar)
ŝümme ḳîle lilleẕîne żalemû ẕûḳû `aẕâbe-lḫuld. hel tüczevne illâ bimâ küntüm teksibûn. (al-Yūnus 10:52)
Diyanet Isleri:
Haksızlık edenlere de: "Sürekli azabı tadın, ancak yaptığınıza karşılık ceza çekiyorsunuz" denir.
English Sahih:
Then it will be said to those who had wronged, "Taste the punishment of eternity; are you being recompensed except for what you used to earn?" ([10] Yunus : 52)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Sonra da zulmedenlere, tadın ebedi azabı denecek, kazandığınızın karşılığı neyse ondan başka bir şeyle mi cezaya uğrayacaktınız?