Skip to main content

اَفَاَمِنْتُمْ اَنْ يَّخْسِفَ بِكُمْ جَانِبَ الْبَرِّ اَوْ يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِبًا ثُمَّ لَا تَجِدُوْا لَكُمْ وَكِيْلًا ۙ   ( الإسراء: ٦٨ )

Do you then feel secure
أَفَأَمِنتُمْ
emin misiniz?
that (not) He will cause to swallow
أَن يَخْسِفَ
batırmayacağından
you
بِكُمْ
sizi
side
جَانِبَ
ters çevirip
(of) the land
ٱلْبَرِّ
karayı
or
أَوْ
yahut
send
يُرْسِلَ
göndermeyeceğinden
against you
عَلَيْكُمْ
üzerinize
a storm of stones?
حَاصِبًا
taşlar savuran bir kasırga
Then
ثُمَّ
sonra
not you will find
لَا تَجِدُوا۟
bulamazsınız
for you
لَكُمْ
kendinize
a guardian?
وَكِيلًا
bir koruyucu

efeemintüm ey yaḫsife biküm cânibe-lberri ev yürsile `aleyküm ḥâṣiben ŝümme lâ tecidû leküm vekîlâ. (al-ʾIsrāʾ 17:68)

Diyanet Isleri:

Onun karada da, sizi yere batırmasından veya başınıza taş yağdırmasından güvende misiniz? Sonra kendinize bir koruyucu da bulamazsınız.

English Sahih:

Then do you feel secure that [instead] He will not cause a part of the land to swallow you or send against you a storm of stones? Then you would not find for yourselves an advocate. ([17] Al-Isra : 68)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Emin misiniz sizi herhangi bir yerde orasıyla beraber yere geçirmeyeceğinden, yahut üstünüze taşlıtopaçlı bir kasırga göndermeyeceğinden? Sonra bir koruyucu da bulamazsınız kendinize.