Skip to main content

كَذٰلِكَ نَقُصُّ عَلَيْكَ مِنْ اَنْۢبَاۤءِ مَا قَدْ سَبَقَۚ وَقَدْ اٰتَيْنٰكَ مِنْ لَّدُنَّا ذِكْرًا ۚ  ( طه: ٩٩ )

Thus
كَذَٰلِكَ
böylece
We relate
نَقُصُّ
anlatıyoruz
to you
عَلَيْكَ
sana
from (the) news
مِنْ أَنۢبَآءِ
haberlerinden
(of) what has preceded has preceded
مَا قَدْ سَبَقَۚ
geçmişlerin
And certainly
وَقَدْ
gerçekten
We have given you
ءَاتَيْنَٰكَ
sana verdik
from Us
مِن لَّدُنَّا
katımızdan
a Reminder
ذِكْرًا
bir Zikir

keẕâlike neḳuṣṣu `aleyke min embâi mâ ḳad sebeḳ. veḳad âteynâke mil ledünnâ ẕikrâ. (Ṭāʾ Hāʾ 20:99)

Diyanet Isleri:

Geçmiş olayları sana böyle anlatırız. Katımızdan sana da bir Kitap verdik; kim ondan yüz çevirirse bilsin ki kıyamet günü bir günah yükü yüklenecektir.

English Sahih:

Thus, [O Muhammad], We relate to you from the news of what has preceded. And We have certainly given you from Us a message [i.e., the Quran]. ([20] Taha : 99)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

İşte böylece geçmişlerin ahvalinden bir kısmını sana hikaye etmedeyiz ve şüphe yok ki sana katımızdan bir de Kur'an verdik.