Skip to main content

يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْدِيْهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يَشْفَعُوْنَۙ اِلَّا لِمَنِ ارْتَضٰى وَهُمْ مِّنْ خَشْيَتِهٖ مُشْفِقُوْنَ   ( الأنبياء: ٢٨ )

He knows
يَعْلَمُ
bilir
what
مَا
olanı
(is) before them
بَيْنَ
arasında (önlerinde)
(is) before them
أَيْدِيهِمْ
ellerinin (önlerinde)
and what
وَمَا
ve olanı
(is) behind them
خَلْفَهُمْ
arkalarında
and not
وَلَا
ve
they (can) intercede
يَشْفَعُونَ
şefa'at edemezler
except
إِلَّا
başkasına
for whom
لِمَنِ
olduklarından
He approves
ٱرْتَضَىٰ
razı
And they
وَهُم
ve onlar
from fear of Him
مِّنْ خَشْيَتِهِۦ
O'nun korkusundan
stand in awe
مُشْفِقُونَ
titrerler

ya`lemü mâ beyne eydîhim vemâ ḫalfehüm velâ yeşfe`ûne illâ limeni-rteḍâ vehüm min ḫaşyetihî müşfiḳûn. (al-ʾAnbiyāʾ 21:28)

Diyanet Isleri:

Allah, onların yaptıklarını ve yapmakta olduklarını bilir. Onlar Allah'ın hoşnut olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler; O'nun korkusundan titrerler.

English Sahih:

He knows what is [presently] before them and what will be after them, and they cannot intercede except on behalf of one whom He approves. And they, from fear of Him, are apprehensive. ([21] Al-Anbya : 28)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

O bilir, onların önlerinde ve artlarında ne varsa ve Tanrı rızasına mazhar olandan başkasına şefaat de edemezler ve onlar, onun korkusundan ürkerler.