وَلَوْلَآ اِذْ سَمِعْتُمُوْهُ قُلْتُمْ مَّا يَكُوْنُ لَنَآ اَنْ نَّتَكَلَّمَ بِهٰذَاۖ سُبْحٰنَكَ هٰذَا بُهْتَانٌ عَظِيْمٌ ( النور: ١٦ )
And why not
وَلَوْلَآ
gerekmez miydi?
when
إِذْ
zaman
you heard it
سَمِعْتُمُوهُ
onu işittiğiniz
you said
قُلْتُم
demeniz
"Not it is
مَّا يَكُونُ
yakışmaz
for us
لَنَآ
bize
that we speak
أَن نَّتَكَلَّمَ
konuşmamız
of this
بِهَٰذَا
bunu
Glory be to You!
سُبْحَٰنَكَ
Seni tenzih ederiz
This
هَٰذَا
bu
(is) a slander
بُهْتَٰنٌ
bir iftiradır
great?"
عَظِيمٌ
büyük
velevlâ iẕ semi`tümûhü ḳultüm mâ yekûnü lenâ en netekelleme bihâẕâ. sübḥâneke hâẕâ bühtânün `ażîm. (an-Nūr 24:16)
Diyanet Isleri:
O'nu işittiğinizde: "Bu konuda konuşmamız yakışık almaz; haşa, bu büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?
English Sahih:
And why, when you heard it, did you not say, "It is not for us to speak of this. Exalted are You, [O Allah]; this is a great slander"? ([24] An-Nur : 16)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Duyduğunuz vakit, buna dair bir söz söylemek, bize düşmez; haşa, bu, pek büyük bir iftira deseydiniz.