Skip to main content

فَاَوْحَيْنَآ اِلٰى مُوْسٰٓى اَنِ اضْرِبْ بِّعَصَاكَ الْبَحْرَۗ فَانْفَلَقَ فَكَانَ كُلُّ فِرْقٍ كَالطَّوْدِ الْعَظِيْمِ ۚ   ( الشعراء: ٦٣ )

Then We inspired
فَأَوْحَيْنَآ
diye vahyettik
to Musa
إِلَىٰ مُوسَىٰٓ
Musa'ya
[that] "Strike
أَنِ ٱضْرِب
vur
with your staff
بِّعَصَاكَ
değneğinle
the sea"
ٱلْبَحْرَۖ
denize
So it parted
فَٱنفَلَقَ
sonra yarıldı
and became
فَكَانَ
ve oldu
each
كُلُّ
her
part
فِرْقٍ
bölüm
like the mountain
كَٱلطَّوْدِ
bir dağ gibi
[the] great
ٱلْعَظِيمِ
kocaman

feevḥaynâ ilâ mûsâ eni-ḍrib bi`aṣâke-lbaḥr. fenfeleḳa fekâne küllü firḳin keṭṭavdi-l`ażîm. (aš-Šuʿarāʾ 26:63)

Diyanet Isleri:

Bunun üzerine Biz Musa'ya: "Değneğinle denize vur" diye vahyettik. Hemen deniz ikiye ayrıldı, her parçası yüce bir dağ gibiydi.

English Sahih:

Then We inspired to Moses, "Strike with your staff the sea," and it parted, and each portion was like a great towering mountain. ([26] Ash-Shu'ara : 63)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Derken Musa'ya, sopanı denize vur diye vahyettik. Vurunca deniz hemen yarıldı ve her parçası, koca bir dağa döndü.