Skip to main content

فَاٰتٰىهُمُ اللّٰهُ ثَوَابَ الدُّنْيَا وَحُسْنَ ثَوَابِ الْاٰخِرَةِ ۗ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِيْنَ ࣖ   ( آل عمران: ١٤٨ )

So gave them
فَـَٔاتَىٰهُمُ
onlara verdi
Allah
ٱللَّهُ
Allah (da)
reward
ثَوَابَ
karşılığını
(in) the world
ٱلدُّنْيَا
dünya
and good
وَحُسْنَ
ve en güzelini
reward
ثَوَابِ
karşılığının;
(in) the Hereafter
ٱلْءَاخِرَةِۗ
ahiret
And Allah
وَٱللَّهُ
(çünkü) Allah
loves
يُحِبُّ
sever
the good-doers
ٱلْمُحْسِنِينَ
güzel davrananları

feâtâhümü-llâhü ŝevâbe-ddünyâ veḥusne ŝevâbi-l'âḫirah. vellâhü yüḥibbü-lmuḥsinîn. (ʾĀl ʿImrān 3:148)

Diyanet Isleri:

Bu yüzden Allah onlara dünya nimetini de ahiret nimetini de fazlasiyle verdi. Allah işlerini iyi yapanları sever.

English Sahih:

So Allah gave them the reward of this world and the good reward of the Hereafter. And Allah loves the doers of good. ([3] Ali 'Imran : 148)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Allah da onlara dünya nimetlerini ve ahiretin güzelim mükafatını verdi ve Allah, iyilik edenleri sever.