Skip to main content

وَمَآ اَرْسَلْنَا فِيْ قَرْيَةٍ مِّنْ نَّذِيْرٍ ِالَّا قَالَ مُتْرَفُوْهَآ ۙاِنَّا بِمَآ اُرْسِلْتُمْ بِهٖ كٰفِرُوْنَ   ( سبإ: ٣٤ )

And not
وَمَآ
ve
We sent
أَرْسَلْنَا
biz göndermedik
to a town
فِى قَرْيَةٍ
bir ülkeye
any
مِّن
hiçbir
warner
نَّذِيرٍ
uyarıcı
but
إِلَّا
başkasını
said
قَالَ
diyenden
its wealthy ones
مُتْرَفُوهَآ
varlıkla şımarmış kimseleri
"Indeed we
إِنَّا
şüphesiz biz
in what
بِمَآ
şeyi
you have been sent
أُرْسِلْتُم
sizin gönderildiğiniz
with
بِهِۦ
onu
(are) disbelievers"
كَٰفِرُونَ
inkar ediyoruz

vemâ erselnâ fî ḳaryetim min neẕîrin illâ ḳâle mütrafûhâ innâ bimâ ürsiltüm bihî kâfirûn. (Sabaʾ 34:34)

Diyanet Isleri:

Doğrusu uyarıcı göndermiş olduğumuz her kentin varlıklı kimseleri, "Biz sizinle gönderilen şeyleri inkar ediyoruz" dediler.

English Sahih:

And We did not send into a city any warner except that its affluent said, "Indeed we, in that with which you were sent, are disbelievers." ([34] Saba : 34)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ve hiçbir şehre korkutuculardan birini göndermedik ki oradaki nimete, mala sahib olanlar, şüphe yok ki biz, size gönderilen şeyleri inkar ediyoruz demesinler.