وَالَّذِيْ جَاۤءَ بِالصِّدْقِ وَصَدَّقَ بِهٖٓ اُولٰۤىِٕكَ هُمُ الْمُتَّقُوْنَ ( الزمر: ٣٣ )
And the one who
وَٱلَّذِى
ve kimseler
brought
جَآءَ
getiren(ler)
the truth
بِٱلصِّدْقِ
doğruyu
and believed
وَصَدَّقَ
ve doğrulayanlar
in it
بِهِۦٓۙ
onu
those
أُو۟لَٰٓئِكَ
işte
[they]
هُمُ
onlardır
(are) the righteous
ٱلْمُتَّقُونَ
korunanlar
velleẕî câe biṣṣidḳi veṣaddeḳa bihî ülâike hümü-lmütteḳûn. (az-Zumar 39:33)
Diyanet Isleri:
Gerçeği getiren ve onu doğrulayanlar, işte onlar, Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlardır.
English Sahih:
And the one who has brought the truth [i.e., the Prophet (^)] and [they who] believed in it – those are the righteous. ([39] Az-Zumar : 33)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Doğrulukla gelen kişiye ve onun doğru olduğunu tasdik edenlere gelince: Onlardır çekinenlerin ta kendileri.