Skip to main content

فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُوْنَ حَتّٰى يُحَكِّمُوْكَ فِيْمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لَا يَجِدُوْا فِيْٓ اَنْفُسِهِمْ حَرَجًا مِّمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوْا تَسْلِيْمًا   ( النساء: ٦٥ )

But no
فَلَا
hayır
by your Lord
وَرَبِّكَ
Rabin hakkı için
not
لَا
olmazlar
will they believe
يُؤْمِنُونَ
inanmış
until they make you judge
حَتَّىٰ يُحَكِّمُوكَ
seni hakem yaparak
about what
فِيمَا
işlerde
arises
شَجَرَ
çekişmeli
between them
بَيْنَهُمْ
aralarında çıkan
then
ثُمَّ
sonra da
not they find
لَا يَجِدُوا۟
bulunmadan
in
فِىٓ
içlerinde
themselves
أَنفُسِهِمْ
kendilerinin
any discomfort
حَرَجًا
bir burukluk
about what you (have) decided
مِّمَّا قَضَيْتَ
senin verdiğin hükme
and submit
وَيُسَلِّمُوا۟
ve teslim olmadıkça
(in full) submission
تَسْلِيمًا
tam bir teslimiyetle

felâ verabbike lâ yü'minûne ḥattâ yüḥakkimûke fîmâ şecera beynehüm ŝümme lâ yecidû fî enfüsihim ḥaracem mimmâ ḳaḍayte veyüsellimû teslîmâ. (an-Nisāʾ 4:65)

Diyanet Isleri:

Hayır; Rabb'ine and olsun ki, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin edip, sonra senin verdiğin hükmü içlerinde bir sıkıntı duymadan tamamen kabul etmedikçe inanmış olmazlar.

English Sahih:

But no, by your Lord, they will not [truly] believe until they make you, [O Muhammad], judge concerning that over which they dispute among themselves and then find within themselves no discomfort from what you have judged and submit in [full, willing] submission. ([4] An-Nisa : 65)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Fakat öyle değil; andolsun Rabbine ki onlar iman etmiş olmazlar aralarında çıkan ihtilaflarda seni hakem etmedikçe ve sonra da yüreklerinde hiçbir sıkıntı, üzüntü duymadan verdiğin hükmü kabul eylemedikçe ve tamamıyla sana teslim olmadıkça.