Skip to main content

وَلَقَدْ رَاوَدُوْهُ عَنْ ضَيْفِهٖ فَطَمَسْنَآ اَعْيُنَهُمْ فَذُوْقُوْا عَذَابِيْ وَنُذُرِ   ( القمر: ٣٧ )

And certainly
وَلَقَدْ
ve andolsun
they demanded from him
رَٰوَدُوهُ
murad almağa kalkıştılar
they demanded from him his guests
عَن ضَيْفِهِۦ
onun konuklarından
so We blinded
فَطَمَسْنَآ
biz de siliverdik
their eyes
أَعْيُنَهُمْ
gözlerini
"So taste
فَذُوقُوا۟
haydi tadın
My punishment
عَذَابِى
azabımı
and My warnings"
وَنُذُرِ
ve uyarılarımı

veleḳad râvedûhü `an ḍayfihî feṭamesnâ a`yünehüm feẕûḳû `aẕâbî venüẕür. (al-Q̈amar 54:37)

Diyanet Isleri:

And olsun ki, onlar Lut'un konukları olan melekleri elde etmeye kalkıştılar, bunun üzerine gözlerini kör ettik. "Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın" dedik.

English Sahih:

And they had demanded from him his guests, but We obliterated their eyes, [saying], "Taste My punishment and warning." ([54] Al-Qamar : 37)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ve gerçekten de onun konuklarını istemişlerdi de biz, kör edivermiştik gözlerini, artık tadın azabımı ve korkutuşlarımın sonucunu.