اَمْ اَمِنْتُمْ مَّنْ فِى السَّمَاۤءِ اَنْ يُّرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِبًاۗ فَسَتَعْلَمُوْنَ كَيْفَ نَذِيْرِ ( الملك: ١٧ )
Or
أَمْ
yoksa
do you feel secure
أَمِنتُم
siz emin misiniz?
(from Him) Who
مَّن
olanın
(is) in the heaven
فِى ٱلسَّمَآءِ
gökte
not He will send
أَن يُرْسِلَ
göndermeyeceğinden
against you
عَلَيْكُمْ
üzerine
a storm of stones?
حَاصِبًاۖ
taş yağdıran (bir fırtına)
Then you would know
فَسَتَعْلَمُونَ
bileceksiniz
how
كَيْفَ
nasıldır
(was) My warning?
نَذِيرِ
tehdidim
em emintüm men fi-ssemâi ey yürsile `aleyküm ḥâṣibâ. feseta`lemûne keyfe neẕîr. (al-Mulk 67:17)
Diyanet Isleri:
Gökte olanın başınıza taş yağdırmasından güvende misiniz? Benim uyarmamın nasıl olduğunu yakında bileceksiniz.
English Sahih:
Or do you feel secure that He who is above would not send against you a storm of stones? Then you would know how [severe] was My warning. ([67] Al-Mulk : 17)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Yoksa kudreti ve emri; gökte bulunan, yüce olan mabudun, size taşlar yağdıran bir rüzgar yollamayacağından emin misiniz? Derken yakında bilirsiniz nasılmış benim korkutmam.