اَوَاَمِنَ اَهْلُ الْقُرٰٓى اَنْ يَّأْتِيَهُمْ بَأْسُنَا ضُحًى وَّهُمْ يَلْعَبُوْنَ ( الأعراف: ٩٨ )
Or felt secure
أَوَأَمِنَ
Ya da emin midirler?
(the) people
أَهْلُ
halkı
(of) the cities
ٱلْقُرَىٰٓ
(o) ülkelerin
that comes to them
أَن يَأْتِيَهُم
onlara gelmeyeceğinden
Our punishment
بَأْسُنَا
azabımızın
(in) daylight
ضُحًى
kuşluk vakti
while they
وَهُمْ
ve onlar
(were) playing?
يَلْعَبُونَ
eğlenirlerken
eveemine ehlü-lḳurâ ey ye'tiyehüm be'sünâ ḍuḥav vehüm yel`abûn. (al-ʾAʿrāf 7:98)
Diyanet Isleri:
Yahut kentlerin halkı, kuşluk vakti eğlenirlerken azabımızın kendilerine gelmesinden güvende miydiler?
English Sahih:
Or did the people of the cities feel secure from Our punishment coming to them in the morning while they were at play? ([7] Al-A'raf : 98)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Yahut memleketlerdeki halk, kuşluk çağı oynayıp dururken azabımızın birdenbire gelmeyeceğinden emin mi?