Skip to main content

يُبَصَّرُوْنَهُمْۗ يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِيْ مِنْ عَذَابِ يَوْمِىِٕذٍۢ بِبَنِيْهِۙ  ( المعارج: ١١ )

They will be made to see each other
يُبَصَّرُونَهُمْۚ
birbirlerine gösterilirler
Would wish
يَوَدُّ
ister
the criminal
ٱلْمُجْرِمُ
suçlu olan
if
لَوْ
keşke
he (could be) ransomed
يَفْتَدِى
fidye versin
from (the) punishment
مِنْ عَذَابِ
azabından (kurtarmak için)
(of) that Day
يَوْمِئِذٍۭ
o günün
by his children
بِبَنِيهِ
oğullarını

yübeṣṣarûnehüm. yeveddü-lmücrimü lev yeftedî min `aẕâbi yevmiiẕim bibenîh. (al-Maʿārij 70:11)

Diyanet Isleri:

Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister.

English Sahih:

They will be shown each other. The criminal will wish that he could be ransomed from the punishment of that Day by his children. ([70] Al-Ma'arij : 11)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Birbirlerini görüp tanırlar da ve suçlu, o günün azabına karşılık oğlunu da vermek ister.