Skip to main content

لِيُحِقَّ الْحَقَّ وَيُبْطِلَ الْبَاطِلَ وَلَوْ كَرِهَ الْمُجْرِمُوْنَۚ   ( الأنفال: ٨ )

That He might justify
لِيُحِقَّ
ta ki gerçekleştirsin
the truth
ٱلْحَقَّ
hakkı
and prove false
وَيُبْطِلَ
ve ortadan kaldırsın
the falsehood
ٱلْبَٰطِلَ
batılı
even if
وَلَوْ
şayet
disliked (it)
كَرِهَ
istemese (bile)
the criminals
ٱلْمُجْرِمُونَ
suçlular

liyüḥiḳḳa-lḥaḳḳa veyübṭile-lbâṭile velev kerihe-lmücrimûn. (al-ʾAnfāl 8:8)

Diyanet Isleri:

Allah bu iki taifeden birini size vadetmişti; siz, kuvvetsiz olanın size düşmesini istiyordunuz. Oysa, suçluların hoşuna gitmese de, hakkı ortaya çıkarmak ve batılı tepelemek için, Allah sözleriyle hakkı ortaya koymak ve inkarcıların kökünü kesmek istiyordu.

English Sahih:

That He should establish the truth and abolish falsehood, even if the criminals disliked it. ([8] Al-Anfal : 8)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Böylece de suçlular istemese de gerçeği gerçek olarak izhar etmeyi ve batılın boşluğunu bildirmeyi murad etmekteydi.