Skip to main content

مَتَاعٌ فِى الدُّنْيَا ثُمَّ اِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ ثُمَّ نُذِيْقُهُمُ الْعَذَابَ الشَّدِيْدَ بِمَا كَانُوْا يَكْفُرُوْنَ ࣖ   ( يونس: ٧٠ )

An enjoyment
مَتَٰعٌ
bir geçim sürerler
in the world
فِى ٱلدُّنْيَا
dünyada
then
ثُمَّ
sonra
to Us
إِلَيْنَا
bizedir
(is) their return
مَرْجِعُهُمْ
dönüşleri
then
ثُمَّ
sonra
We will make them taste
نُذِيقُهُمُ
tattırırız
the punishment
ٱلْعَذَابَ
azabı
the severe
ٱلشَّدِيدَ
şiddetli
because
بِمَا
dolayı
they used to
كَانُوا۟
olmalarından
disbelieve
يَكْفُرُونَ
inkâr ediyor(lar)

metâ`un fi-ddünyâ ŝümme ileynâ merci`uhüm ŝümme nüẕîḳuhümü-l`aẕâbe-şşedîde bimâ kânû yekfürûn. (al-Yūnus 10:70)

Diyanet Isleri:

Onlar için dünyada bir müddet geçinme vardır, sonra dönüşleri Bizedir. İnkarlarına karşılık onlara çetin azab taddıracağız.

English Sahih:

[For them is brief] enjoyment in this world; then to Us is their return; then We will make them taste the severe punishment because they used to disbelieve. ([10] Yunus : 70)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Dünyada değersiz menfaatler elde ettikten sonra dönüp tapımıza gelirler, sonra da kafir oldukları, inkar ettikleri şeyler yüzünden biz, onlara şiddetli bir azap tattırırız.