Skip to main content

فَكَاَيِّنْ مِّنْ قَرْيَةٍ اَهْلَكْنٰهَا وَهِيَ ظَالِمَةٌ فَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلٰى عُرُوْشِهَاۖ وَبِئْرٍ مُّعَطَّلَةٍ وَّقَصْرٍ مَّشِيْدٍ   ( الحج: ٤٥ )

And how many
فَكَأَيِّن
niceleri vardır
of a township
مِّن قَرْيَةٍ
kentlerden
We have destroyed it
أَهْلَكْنَٰهَا
helak ettiğimiz
while it
وَهِىَ
o
was doing wrong
ظَالِمَةٌ
zulmederken
so it
فَهِىَ
ve o
fell
خَاوِيَةٌ
çökmüştür
on
عَلَىٰ
üstüne
its roofs
عُرُوشِهَا
tavanları
and well
وَبِئْرٍ
ve kuyu
abandoned
مُّعَطَّلَةٍ
kullanılmaz olmuştur
and castle
وَقَصْرٍ
ve saraylar
lofty
مَّشِيدٍ
sağlam

fekeeyyim min ḳaryetin ehleknâhâ vehiye żâlimetün fehiye ḫâviyetün `alâ `urûşihâ vebi'rim mü`aṭṭaletiv veḳaṣrim meşîd. (al-Ḥajj 22:45)

Diyanet Isleri:

Nice kasabaların halkını haksızlık yaparken yok ettik. Artık çatıları çökmüş, kuyuları metruk, sarayları bomboş kalmıştır.

English Sahih:

And how many a city did We destroy while it was committing wrong – so it is [now] fallen into ruin – and [how many] an abandoned well and [how many] a lofty palace. ([22] Al-Hajj : 45)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Nice şehirler var ki halkı zalim olduğundan helak ettik onları ve o şehirlerin tavanları, duvarlarına çökmüş, yerle bir olmuş, ıpıssız kalmış ve nice kuyular kuruttuk, nice yüce köşkler yıktık.