Skip to main content

بَلْ ظَنَنْتُمْ اَنْ لَّنْ يَّنْقَلِبَ الرَّسُوْلُ وَالْمُؤْمِنُوْنَ اِلٰٓى اَهْلِيْهِمْ اَبَدًا وَّزُيِّنَ ذٰلِكَ فِيْ قُلُوْبِكُمْ وَظَنَنْتُمْ ظَنَّ السَّوْءِۚ وَكُنْتُمْ قَوْمًاۢ بُوْرًا   ( الفتح: ١٢ )

Nay
بَلْ
herhalde
you thought
ظَنَنتُمْ
siz sandınız
that
أَن
ki
(would) never return
لَّن يَنقَلِبَ
dönmeyecekler
the Messenger
ٱلرَّسُولُ
elçi
and the believers
وَٱلْمُؤْمِنُونَ
ve mü'minler
to their families
إِلَىٰٓ أَهْلِيهِمْ
ailelerine
ever
أَبَدًا
bir daha asla
that was made fair-seeming
وَزُيِّنَ
ve süslendirildi
that was made fair-seeming
ذَٰلِكَ
bu
in your hearts
فِى قُلُوبِكُمْ
gönüllerinizde
And you assumed
وَظَنَنتُمْ
ve zanda bulundunuz
an assumption
ظَنَّ
bir zan ile
evil
ٱلسَّوْءِ
kötü
and you became
وَكُنتُمْ
ve oldunuz
a people
قَوْمًۢا
bir topluluk
ruined"
بُورًا
helaki hak etmiş

bel żanentüm el ley yenḳalibe-rrasûlü velmü'minûne ilâ ehlîhim ebedev vezüyyine ẕâlike fî ḳulûbiküm veżanentüm żanne-ssev'. veküntüm ḳavmem bûrâ. (al-Fatḥ 48:12)

Diyanet Isleri:

Aslında siz, Peygamberin ve inananların, ailelerine bir daha dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu, gönüllerinize güzel görünmüştü de kötü sanıda bulunmuştunuz. Hayırsız bir topluluk oldunuz.

English Sahih:

But you thought that the Messenger and the believers would never return to their families, ever, and that was made pleasing in your hearts. And you assumed an assumption of evil and became a people ruined." ([48] Al-Fath : 12)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Hatta siz, sandınız ki Peygamber ve inananlar, artık bir daha çoluklarınaçocuklarına dönemeyecekler ve bu zan, gönüllerinizde bezendi ve kötü bir zanna kapıldınız ve hiçbir hayra yaramaz kötü bir topluluk haline geldiniz.