Skip to main content

كَاَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوْٓا اِلَّا عَشِيَّةً اَوْ ضُحٰىهَا ࣖ  ( النازعات: ٤٦ )

As though they
كَأَنَّهُمْ
onlar sanki gibidir
(the) Day
يَوْمَ
gün
they see it
يَرَوْنَهَا
onu gördükleri
not they had remained
لَمْ يَلْبَثُوٓا۟
(dünyada) kalmamışlar
except
إِلَّا
başka
an evening
عَشِيَّةً
bir akşamdan
or
أَوْ
veya
a morning thereof
ضُحَىٰهَا
onun kuşluk vaktinden

keennehüm yevme yeravnehâ lem yelbeŝû illâ `aşiyyeten ev ḍuḥâhâ. (an-Nāziʿāt 79:46)

Diyanet Isleri:

Kıyameti gördükleri gün dünyada ancak bir akşam yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış olduklarını sanırlar.

English Sahih:

It will be, on the Day they see it, as though they had not remained [in the world] except for an afternoon or a morning thereof. ([79] An-Nazi'at : 46)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Onu gördükleri gün, bir akşamcık yaşamışa dönerler, yahut da günün kuşluk çağı.