Skip to main content

وَتَتَّخِذُوْنَ مَصَانِعَ لَعَلَّكُمْ تَخْلُدُوْنَۚ   ( الشعراء: ١٢٩ )

And take for yourselves
وَتَتَّخِذُونَ
ve ediniyorsunuz
strongholds
مَصَانِعَ
köşkler (ve müstahkem kaleler)
that you may
لَعَلَّكُمْ
belki
live forever?
تَخْلُدُونَ
ebedi yaşarsınız diye

vetetteḫiẕûne meṣâni`a le`alleküm taḫlüdûn. (aš-Šuʿarāʾ 26:129)

Diyanet Isleri:

Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi.

English Sahih:

And take for yourselves constructions [i.e., palaces and fortresses] that you might abide eternally? ([26] Ash-Shu'ara : 129)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Sağlam yapılar, kaleler yaparsınız da ebedi kalacağını mı umarsınız?