Skip to main content

فَلَمَّآ اَتٰىهَا نُوْدِيَ مِنْ شَاطِئِ الْوَادِ الْاَيْمَنِ فِى الْبُقْعَةِ الْمُبٰرَكَةِ مِنَ الشَّجَرَةِ اَنْ يّٰمُوْسٰٓى اِنِّيْٓ اَنَا اللّٰهُ رَبُّ الْعٰلَمِيْنَ ۙ  ( القصص: ٣٠ )

But when
فَلَمَّآ
ne zaman ki
he came (to) it
أَتَىٰهَا
oraya gelince
he was called
نُودِىَ
şöyle seslenildi
from (the) side
مِن شَٰطِئِ
kıyısından
(of) the valley -
ٱلْوَادِ
vadinin
the right
ٱلْأَيْمَنِ
sağdaki
in the place even
فِى ٱلْبُقْعَةِ
yerdeki
blessed
ٱلْمُبَٰرَكَةِ
mübarek
from the tree
مِنَ ٱلشَّجَرَةِ
ağaçtan
that
أَن
diye
"O Musa!
يَٰمُوسَىٰٓ
ey Musa
Indeed
إِنِّىٓ
muhakkak ben
I Am
أَنَا
benim
Allah
ٱللَّهُ
Allah
(the) Lord
رَبُّ
Rabbi
(of) the worlds
ٱلْعَٰلَمِينَ
alemlerin

felemmâ etâhâ nûdiye min şâṭii-lvâdi-l'eymeni fi-lbuḳ`ati-lmübâraketi mine-şşecerati ey yâ mûsâ innî ene-llâhü rabbü-l`âlemîn. (al-Q̈aṣaṣ 28:30)

Diyanet Isleri:

Oraya gelince, kutlu yerdeki vadinin sağ yanındaki ağaç cihetinden: "Ey Musa! Şüphesiz Ben, Alemlerin Rabbi olan Allah'ım" diye seslenildi.

English Sahih:

But when he came to it, he was called from the right side of the valley in a blessed spot – from the tree, "O Moses, indeed I am Allah, Lord of the worlds." ([28] Al-Qasas : 30)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Oraya gelince kutlu yerde bulunan vadinin sağ tarafındaki ağaçtan kendisine nida edildi: Ey Musa, şüphe yok ki ben, alemlerin Rabbi Allah'ım.