وَإِن
ve
يَكَادُ
neredeyse
ٱلَّذِينَ
kimseler
كَفَرُوا۟
inkar eden(ler)
لَيُزْلِقُونَكَ
seni devireceklerdi
بِأَبْصَٰرِهِمْ
gözleriyle
لَمَّا
zaman
سَمِعُوا۟
işittikleri
ٱلذِّكْرَ
Zikr(Kur'an)'ı
وَيَقُولُونَ
ve diyorlardı
إِنَّهُۥ
şüphesiz O
لَمَجْنُونٌ
mecnundur
veiy yekâdü-lleẕîne keferû leyüzliḳûneke biebṣârihim lemmâ semi`ü-ẕẕikra veyeḳûlûne innehû lemecnûn.
Rabbi onu seçip iyilerden kıldı. Doğrusu inkar edenler, Kuran'ı dinlediklerinde nerdeyse seni gözleriyle yıkıp devireceklerdi. "O delidir" diyorlardı.
وَمَا
halbuki değildir
هُوَ
o
إِلَّا
başka bir şey
ذِكْرٌ
uyarıdan
لِّلْعَٰلَمِينَ
alemler için
vemâ hüve illâ ẕikrul lil`âlemîn.
Oysa Kuran, alemler için bir öğütten başka bir şey değildir.