Skip to main content

لَّا تَسْمَعُ
işitmezler
فِيهَا
orada
لَٰغِيَةً
boş söz

lâ tesme`u fîhâ lâgiyeh.

Orada boş söz işitmezler.

Tefsir

فِيهَا
orada vardır
عَيْنٌ
bir kaynak
جَارِيَةٌ
akan

fîhâ `aynün câriyeh.

Orada akan kaynak vardır.

Tefsir

فِيهَا
orada
سُرُرٌ
tahtlar
مَّرْفُوعَةٌ
yükseltilmiş

fîhâ sürurum merfû`ah.

Orada, yükseltilmiş tahtlar vardır.

Tefsir

وَأَكْوَابٌ
ve kadehler
مَّوْضُوعَةٌ
konulmuş

veekvâbüm mevḍû`ah.

Yerleştirilmiş kaseler,

Tefsir

وَنَمَارِقُ
ve yastıklar
مَصْفُوفَةٌ
dizilmiş

venemâriḳu maṣfûfeh.

Sıra sıra yastıklar,

Tefsir

وَزَرَابِىُّ
ve halılar
مَبْثُوثَةٌ
serilmiş

vezerâbiyyü mebŝûŝeh.

Serilmiş, yumuşak tüylü halılar vardır.

Tefsir

أَفَلَا يَنظُرُونَ
bakmıyorlar mı?
إِلَى ٱلْإِبِلِ
develere
كَيْفَ
nasıl
خُلِقَتْ
yaratılmış

efelâ yenżurûne ile-l'ibili keyfe ḫuliḳat.

Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?

Tefsir

وَإِلَى
ve
ٱلسَّمَآءِ
göğe
كَيْفَ
nasıl?
رُفِعَتْ
yükseltilmiş

veile-ssemâi keyfe rufi`at.

Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?

Tefsir

وَإِلَى
ve
ٱلْجِبَالِ
dağlara
كَيْفَ
nasıl?
نُصِبَتْ
dikilmiş

veile-lcibâli keyfe nüṣibet.

Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?

Tefsir

وَإِلَى
ve
ٱلْأَرْضِ
yere
كَيْفَ
nasıl?
سُطِحَتْ
yayılıp döşenmiş

veile-l'arḍi keyfe süṭiḥat.

Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?

Tefsir