Skip to main content

عَلَىٰٓ أَن نُّبَدِّلَ
onları değiştirmeğe
خَيْرًا
daha hayırlısıyla
مِّنْهُمْ
kendilerinden
وَمَا
ve değil(iz)
نَحْنُ
biz
بِمَسْبُوقِينَ
önüne geçilecek

`alâ en nübeddile ḫayram minhüm vemâ naḥnü bimesbûḳîn.

Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, onların yerine daha iyilerini getirmeğe Bizim gücümüz yeter ve kimse de önümüze geçemez.

Tefsir

فَذَرْهُمْ
bırak onları
يَخُوضُوا۟
dalsınlar
وَيَلْعَبُوا۟
ve oynasınlar
حَتَّىٰ
kadar
يُلَٰقُوا۟
kavuşuncaya
يَوْمَهُمُ
günlerine
ٱلَّذِى يُوعَدُونَ
kendilerine va'dedilen

feẕerhüm yeḫûḍû veyel`abû ḥattâ yülâḳû yevmehümü-lleẕî yû`adûn.

Onları bırak; kendilerine söz verilen güne kavuşmalarına kadar dalıp oynasınlar.

Tefsir

يَوْمَ
o gün
يَخْرُجُونَ
çıkarlar
مِنَ ٱلْأَجْدَاثِ
kabirlerden
سِرَاعًا
hızlı hızlı
كَأَنَّهُمْ
onlar gibidirler
إِلَىٰ
doğru
نُصُبٍ
dikilenlere (putlara)
يُوفِضُونَ
koşuyorlar

yevme yaḫrucûne mine-l'ecdâŝi sirâ`an keennehüm ilâ nüṣubiy yûfiḍûn.

Kabirlerden çabuk çabuk çıkacakları gün, gözleri dönmüş, yüzlerini zillet bürümüş olarak sanki dikili taşlara doğru koşarlar. İşte bu, onlara söz verilmiş olan gündür.

Tefsir

خَٰشِعَةً
korkulu
أَبْصَٰرُهُمْ
gözleri
تَرْهَقُهُمْ
onları bürümüş
ذِلَّةٌۚ
alçaklık
ذَٰلِكَ
işte budur
ٱلْيَوْمُ
gün
ٱلَّذِى كَانُوا۟
olan
يُوعَدُونَ
onlara va'dedilmiş

ḫâşi`aten ebṣâruhüm terheḳuhüm ẕilleh. ẕâlike-lyevmü-lleẕî kânû yû`adûn.

Kabirlerden çabuk çabuk çıkacakları gün, gözleri dönmüş, yüzlerini zillet bürümüş olarak sanki dikili taşlara doğru koşarlar. İşte bu, onlara söz verilmiş olan gündür.

Tefsir