Skip to main content

يُبَصَّرُونَهُمْۚ
birbirlerine gösterilirler
يَوَدُّ
ister
ٱلْمُجْرِمُ
suçlu olan
لَوْ
keşke
يَفْتَدِى
fidye versin
مِنْ عَذَابِ
azabından (kurtarmak için)
يَوْمِئِذٍۭ
o günün
بِبَنِيهِ
oğullarını

yübeṣṣarûnehüm. yeveddü-lmücrimü lev yeftedî min `aẕâbi yevmiiẕim bibenîh.

Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister.

Tefsir

وَصَٰحِبَتِهِۦ
ve eşini
وَأَخِيهِ
ve kardeşini

veṣâḥibetihî veeḫîh.

Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister.

Tefsir

وَفَصِيلَتِهِ
ve tüm ailesini
ٱلَّتِى تُـْٔوِيهِ
kendisini barındıran

vefeṣîletihi-lletî tü'vîh.

Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister.

Tefsir

وَمَن
ve bulunanları
فِى ٱلْأَرْضِ
yeryüzünde
جَمِيعًا
hepsini
ثُمَّ
sonra
يُنجِيهِ
kendisini kurtarsın

vemen fi-l'arḍi cemî`an ŝümme yüncîh.

Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister.

Tefsir

كَلَّآۖ
hayır
إِنَّهَا
şüphesiz O
لَظَىٰ
alevlenen bir ateştir

kellâ. innehâ leżâ.

Hayır, olmaz... Orada sırtını çevirip yüzgeri edeni, malını toplayıp kimseye hakkını vermeden saklayanı çağıran, deriyi soyup kavuran, alevli ateş vardır.

Tefsir

نَزَّاعَةً
kavurur soyar
لِّلشَّوَىٰ
derileri

nezzâ`atel lişşevâ.

Hayır, olmaz... Orada sırtını çevirip yüzgeri edeni, malını toplayıp kimseye hakkını vermeden saklayanı çağıran, deriyi soyup kavuran, alevli ateş vardır.

Tefsir

تَدْعُوا۟
çağırır
مَنْ
kimseyi
أَدْبَرَ
sırtını dönen
وَتَوَلَّىٰ
ve yüz çevireni

ted`û men edbera vetevellâ.

Hayır, olmaz... Orada sırtını çevirip yüzgeri edeni, malını toplayıp kimseye hakkını vermeden saklayanı çağıran, deriyi soyup kavuran, alevli ateş vardır.

Tefsir

وَجَمَعَ
toplayıp
فَأَوْعَىٰٓ
biriktireni

veceme`a feev`â.

Hayır, olmaz... Orada sırtını çevirip yüzgeri edeni, malını toplayıp kimseye hakkını vermeden saklayanı çağıran, deriyi soyup kavuran, alevli ateş vardır.

Tefsir

إِنَّ
doğrusu
ٱلْإِنسَٰنَ
insan
خُلِقَ
yaratılmıştır
هَلُوعًا
hırslı (ve huysuz)

inne-l'insâne ḫuliḳa helû`â.

İnsan gerçekten pek huysuz yaratılmıştır:

Tefsir

إِذَا
zaman
مَسَّهُ
kendisine dokunduğu
ٱلشَّرُّ
kötülük
جَزُوعًا
sızlanır

iẕâ messehü-şşerru cezû`â.

Başına bir fenalık gelince feryat eder,

Tefsir