Skip to main content

وَٱلسَّمَآءِ
göğe andolsun
ذَاتِ ٱلرَّجْعِ
dönüşlü

vessemâi ẕâti-rrac`.

Dönüşlü göğe ve yarılan yeryüzüne and olsun ki,

Tefsir

وَٱلْأَرْضِ
ve yere andolsun
ذَاتِ ٱلصَّدْعِ
çatlayan

vel'arḍi ẕâti-ṣṣad`.

Dönüşlü göğe ve yarılan yeryüzüne and olsun ki,

Tefsir

إِنَّهُۥ
elbette O
لَقَوْلٌ
muhakkak bir sözdür
فَصْلٌ
ayırdedici

innehû leḳavlün faṣl.

Doğrusu bu Kuran kesin bir sözdür.

Tefsir

وَمَا
ve değildir
هُوَ
O
بِٱلْهَزْلِ
şaka

vemâ hüve bilhezl.

O, eğlence için değildir.

Tefsir

إِنَّهُمْ
elbette onlar
يَكِيدُونَ
kuruyorlar
كَيْدًا
bir tuzak

innehüm yekîdûne keydâ.

Gerçekten onlar düzen kuruyorlar.

Tefsir

وَأَكِيدُ
ben de kuruyorum
كَيْدًا
bir tuzak

veekîdü keydâ.

Ben de bir düzen kurmaktayım.

Tefsir

فَمَهِّلِ
o halde mühlet ver
ٱلْكَٰفِرِينَ
kafirlere
أَمْهِلْهُمْ
kendi hallerine bırak
رُوَيْدًۢا
birazcık

femehhili-lkâfirîne emhilhüm ruveydâ.

Sen inkarcılara mehil ver; onlara mukabeleyi biraz geri bırak.

Tefsir