Skip to main content

وَجَعَلْنَا
ve yaptık
ٱلنَّهَارَ
gündüzü
مَعَاشًا
geçim zamanı

vece`alne-nnehâra me`âşâ.

Gündüzü geçimi sağlama vakti kıldık;

Tefsir

وَبَنَيْنَا
ve bina ettik
فَوْقَكُمْ
üstünüzde
سَبْعًا
yedi (gök)
شِدَادًا
sağlam

vebeneynâ fevḳaküm seb`an şidâdâ.

Üstünüze yedi kat sağlam gök bina ettik;

Tefsir

وَجَعَلْنَا
ve yarattık
سِرَاجًا
bir lamba
وَهَّاجًا
parıl parıl parlayan

vece`alnâ sirâcev vehhâcâ.

Parlak ışık veren güneşi varettik;

Tefsir

وَأَنزَلْنَا
ve indirdik
مِنَ ٱلْمُعْصِرَٰتِ
sıkışan(bulut)lardan
مَآءً
su
ثَجَّاجًا
şarıl şarıl

veenzelnâ mine-lmü`ṣirâti mâen ŝeccâcâ.

Taneler, bitkiler, ağaçları sarmaş dolaş bahçeler yetiştirmek için, yoğunlaşmış bulutlardan bol yağmur yağdırdık.

Tefsir

لِّنُخْرِجَ
çıkaralım diye
بِهِۦ
onunla
حَبًّا
dane(ler)
وَنَبَاتًا
ve bitki(ler)

linuḫrice bihî ḥabbev venebâtâ.

Taneler, bitkiler, ağaçları sarmaş dolaş bahçeler yetiştirmek için, yoğunlaşmış bulutlardan bol yağmur yağdırdık.

Tefsir

وَجَنَّٰتٍ
ve bahçeler
أَلْفَافًا
birbirine sarmaş dolaş

vecennâtin elfâfâ.

Taneler, bitkiler, ağaçları sarmaş dolaş bahçeler yetiştirmek için, yoğunlaşmış bulutlardan bol yağmur yağdırdık.

Tefsir

إِنَّ
muhakkak ki
يَوْمَ
günü
ٱلْفَصْلِ
hüküm
كَانَ مِيقَٰتًا
belirlenmiş bir vakittir

inne yevme-lfaṣli kâne mîḳâtâ.

Doğrusu, hüküm gününün vakti elbette tesbit edilmiştir.

Tefsir

يَوْمَ
o gün
يُنفَخُ
üflenir
فِى ٱلصُّورِ
Sur'a
فَتَأْتُونَ
gelirsiniz
أَفْوَاجًا
bölük bölük

yevme yünfeḫu fi-ṣṣûri fete'tûne efvâcâ.

Sura üfürüldüğü gün hepiniz bölük bölük gelirsiniz.

Tefsir

وَفُتِحَتِ
ve açılmıştır
ٱلسَّمَآءُ
gök
فَكَانَتْ
ve olmuştur
أَبْوَٰبًا
kapı kapı

vefütiḥati-ssemâü fekânet ebvâbâ.

Gökler kapı kapı açılacaktır.

Tefsir

وَسُيِّرَتِ
ve yürütülmüştür
ٱلْجِبَالُ
dağlar
فَكَانَتْ
olmuştur
سَرَابًا
bir serab

vesüyyirati-lcibâlü fekânet serâbâ.

Dağlar yürütülüp serap olacaktır.

Tefsir