Skip to main content

حُنَفَآءَ
hanifler olun
لِلَّهِ
Allah'ı
غَيْرَ مُشْرِكِينَ
ortak koşmadan
بِهِۦۚ
O'na
وَمَن
ve kim
يُشْرِكْ
ortak koşarsa
بِٱللَّهِ
Allah'a
فَكَأَنَّمَا
sanki gibidir
خَرَّ
düşmüş
مِنَ ٱلسَّمَآءِ
gökten
فَتَخْطَفُهُ
ve kendisini kapıyor
ٱلطَّيْرُ
kuş
أَوْ
veya
تَهْوِى
sürüklüyor
بِهِ
onu
ٱلرِّيحُ
rüzgar
فِى مَكَانٍ
bir yere
سَحِيقٍ
uzak

ḥunefâe lillâhi gayra müşrikîne bih. vemey yüşrik billâhi fekeennemâ ḫarra mine-ssemâi fetaḫṭafühu-ṭṭayru ev tehvî bihi-rrîḥu fî mekânin seḥîḳ.

Allah'a ortak koşmaksızın O'na yönelerek pis putlardan kaçının, yalan sözden çekinin. Allah'a ortak koşan kimse, gökten düşüp de kuşların kaptığı veya rüzgarın bir uçuruma attığı şeye benzer.

Tefsir

ذَٰلِكَ
işte böyle
وَمَن
ve kim
يُعَظِّمْ
saygı gösterirse
شَعَٰٓئِرَ
nişanlarına
ٱللَّهِ
Allah'ın
فَإِنَّهَا
şüphesiz bu
مِن تَقْوَى
takvasındandır
ٱلْقُلُوبِ
kalblerin

ẕâlik. vemey yü`ażżim şe`âira-llâhi feinnehâ min taḳve-lḳulûb.

Bu böyledir; kişinin Allah'ın nişanelerine hürmet göstermesi, kalblerin Allah'a karşı gelmekten sakınmasındandır.

Tefsir

لَكُمْ
sizin için vardır
فِيهَا
onlarda
مَنَٰفِعُ
menfaatler
إِلَىٰٓ أَجَلٍ
bir süreye kadar
مُّسَمًّى
belirli
ثُمَّ
sonra
مَحِلُّهَآ
onların varacakları yer
إِلَى ٱلْبَيْتِ
(Eski) Ev'dir [Kâbe]
ٱلْعَتِيقِ
Eski (Ev'dir) [Kâbe]

leküm fîhâ menâfi`u ilâ ecelim müsemmen ŝümme meḥillühâ ile-lbeyti-l`atîḳ.

Bu nişanelerde sizin için belli bir süreye kadar faydalar vardır. Sonra bunlar Beyti Atik'de, Kabe'de son bulurlar.

Tefsir

وَلِكُلِّ
ve hepsi için
أُمَّةٍ
ümmetin
جَعَلْنَا
biz koyduk
مَنسَكًا
bir kurban ibadeti
لِّيَذْكُرُوا۟
anmaları için
ٱسْمَ
adını
ٱللَّهِ
Allah'ın
عَلَىٰ
üzerine
مَا
şey
رَزَقَهُم
rızık olarak verilen
مِّنۢ بَهِيمَةِ
hayvanlardan
ٱلْأَنْعَٰمِۗ
(kurbanlık)
فَإِلَٰهُكُمْ
tanrınız
إِلَٰهٌ
tanrıdır
وَٰحِدٌ
bir tek
فَلَهُۥٓ
yalnız O'na
أَسْلِمُوا۟ۗ
teslim olun
وَبَشِّرِ
ve müjdele
ٱلْمُخْبِتِينَ
samimi insanları

velikülli ümmetin ce`alnâ mensekel liyeẕkürü-sme-llâhi `alâ mâ razeḳahüm mim behîmeti-l'en`âm. feilâhüküm ilâhüv vâḥidün felehû eslimû. vebeşşiri-lmuḫbitîn.

Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızk olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerlerine O'nun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık. Sizin Tanrınız tek bir Tanrı'dır, O'na teslim olun. Allah anıldığı zaman kalbleri titreyen, başlarına gelene sabreden, namaz kılan, kendilerine verdiğimiz rızıktan sarfeden ve Allah'a gönül vermiş olan kimselere müjde et.

Tefsir

ٱلَّذِينَ
onlar ki
إِذَا
zaman
ذُكِرَ
anıldığı
ٱللَّهُ
Allah
وَجِلَتْ
titrer
قُلُوبُهُمْ
kalbleri
وَٱلصَّٰبِرِينَ
ve sabrederler
عَلَىٰ
(başlarına)
مَآ
edene
أَصَابَهُمْ
isabet
وَٱلْمُقِيمِى
ve kılarlar
ٱلصَّلَوٰةِ
namazı
وَمِمَّا
ve şeylerden
رَزَقْنَٰهُمْ
kendilerini rızıkandırdığımız
يُنفِقُونَ
(Allah yoluna) harcarlar

elleẕîne iẕâ ẕükira-llâhü vecilet ḳulûbühüm veṣṣâbirîne `alâ mâ eṣâbehüm velmüḳîmi-ṣṣalâti vemimmâ razaḳnâhüm yünfiḳûn.

Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızk olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerlerine O'nun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık. Sizin Tanrınız tek bir Tanrı'dır, O'na teslim olun. Allah anıldığı zaman kalbleri titreyen, başlarına gelene sabreden, namaz kılan, kendilerine verdiğimiz rızıktan sarfeden ve Allah'a gönül vermiş olan kimselere müjde et.

Tefsir

وَٱلْبُدْنَ
kurbanlık develeri
جَعَلْنَٰهَا
yaptık
لَكُم
sizin için
مِّن شَعَٰٓئِرِ
işaretlerinden
ٱللَّهِ
Allah'ın
لَكُمْ
sizin için vardır
فِيهَا
onlarda
خَيْرٌۖ
hayır
فَٱذْكُرُوا۟
anın (da boğazlayın)
ٱسْمَ
adını
ٱللَّهِ
Allah'ın
عَلَيْهَا
üzerlerine
صَوَآفَّۖ
(kurban için) sıra halinde dururlarken
فَإِذَا
zaman
وَجَبَتْ
düştüğünde
جُنُوبُهَا
yanları üzerine (canları çıkınca)
فَكُلُوا۟
yeyin
مِنْهَا
onlardan
وَأَطْعِمُوا۟
ve yedirin
ٱلْقَانِعَ
kanaat edip isteyemeyene
وَٱلْمُعْتَرَّۚ
ve isteyene
كَذَٰلِكَ
işte böyle
سَخَّرْنَٰهَا
onları boyun eğdirdi
لَكُمْ
size
لَعَلَّكُمْ
umulur ki
تَشْكُرُونَ
şükredersiniz

velbüdne ce`alnâhâ leküm min şe`âiri-llâhi leküm fîhâ ḫayr. feẕkürü-sme-llâhi `aleyhâ ṣavâff. feiẕâ vecebet cünûbühâ fekülû minhâ veaṭ`imü-lḳâni`a velmü`terr. keẕâlike seḫḫarnâhâ leküm le`alleküm teşkürûn.

İşte kurbanlık deve ve sığırları Allah'ın size olan nişanelerinden kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Bağlı halde keserken üzerlerine Allah'ın adını anın. Yan üstü düşüp ölünce onlardan yiyin, isteyene de istemeyene de verin. Şükredersiniz diye onları böylece sizin buyruğunuza verdik.

Tefsir

لَن يَنَالَ
ulaşmaz
ٱللَّهَ
Allah'a
لُحُومُهَا
onların etleri
وَلَا
ve ne de
دِمَآؤُهَا
kanları
وَلَٰكِن
fakat
يَنَالُهُ
O'na ulaşır
ٱلتَّقْوَىٰ
takvanız
مِنكُمْۚ
sizin
كَذَٰلِكَ
böylece
سَخَّرَهَا
onları boyun eğdirdi
لَكُمْ
size
لِتُكَبِّرُوا۟
anmanız için
ٱللَّهَ
Allah'ı
عَلَىٰ
üzere
مَا
diye
هَدَىٰكُمْۗ
sizi doğru yola iletti
وَبَشِّرِ
ve müjdele
ٱلْمُحْسِنِينَ
güzel davrananları

ley yenâle-llâhe lüḥûmühâ velâ dimâühâ velâkiy yenâlühü-ttaḳvâ minküm. keẕâlike seḫḫarahâ leküm litükebbirü-llâhe `alâ mâ hedâküm. vebeşşiri-lmuḥsinîn.

Bu hayvanların ne etleri ve ne de kanları Allah'a ulaşacaktır. Allah'a ulaşacak olan ancak sizin O'nun için yaptığınız gösterişten uzak amel ve ibadettir. Size doğru yolu gösterdiğinden, Allah'ı yüceltmeniz için onları böylece sizin buyruğunuza vermiştir. İyilik yapanlara müjde et.

Tefsir

إِنَّ
şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
يُدَٰفِعُ
defeder (şerri)
عَنِ ٱلَّذِينَ
kimselerden
ءَامَنُوٓا۟ۗ
inanan(lar)
إِنَّ
şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
لَا يُحِبُّ
sevmez
كُلَّ
hiçbir
خَوَّانٍ
hain
كَفُورٍ
inkarcıyı

inne-llâhe yüdâfi`u `ani-lleẕîne âmenû. inne-llâhe lâ yüḥibbü külle ḫavvânin kefûr.

Allah şüphesiz inananları savunur, çünkü hainleri ve nankörleri hiç sevmez.

Tefsir

أُذِنَ
izin verildi
لِلَّذِينَ
kendileriyle
يُقَٰتَلُونَ
savaşılanlara
بِأَنَّهُمْ
yüzünden
ظُلِمُوا۟ۚ
onlara zulmedilmeleri
وَإِنَّ
ve şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
عَلَىٰ نَصْرِهِمْ
onlara yardım etmeğe
لَقَدِيرٌ
kadirdir

üẕine lilleẕîne yüḳâtelûne biennehüm żulimû. veinne-llâhe `alâ naṣrihim leḳadîr.

Haksızlığa uğratılarak kendilerine savaş açılan kimselerin karşı koyup savaşmasına izin verilmiştir. Allah onlara yardım etmeğe elbette Kadir'dir.

Tefsir

ٱلَّذِينَ
onlar
أُخْرِجُوا۟
çıkarıldılar
مِن دِيَٰرِهِم
yurtlarından
بِغَيْرِ
etmedikleri halde
حَقٍّ
hak
إِلَّآ
sadece
أَن
diye
يَقُولُوا۟
diyorlar
رَبُّنَا
Rabbimiz
ٱللَّهُۗ
Allah'tır
وَلَوْلَا
eğer olmasaydı
دَفْعُ
savunması
ٱللَّهِ
Allah'ın
ٱلنَّاسَ
insanların
بَعْضَهُم
bazılarını
بِبَعْضٍ
diğer bazılarıyle
لَّهُدِّمَتْ
yıkılırdı
صَوَٰمِعُ
manastırlar
وَبِيَعٌ
ve kiliseler
وَصَلَوَٰتٌ
ve havralar
وَمَسَٰجِدُ
ve mescidler
يُذْكَرُ
anılan
فِيهَا
içlerinde
ٱسْمُ
ismi
ٱللَّهِ
Allah'ın
كَثِيرًاۗ
çokca
وَلَيَنصُرَنَّ
ve elbette yardım eder
ٱللَّهُ
Allah
مَن
kimseye
يَنصُرُهُۥٓۗ
kendine yardım eden
إِنَّ
kuşkusuz
ٱللَّهَ
Allah
لَقَوِىٌّ
kuvvetlidir
عَزِيزٌ
galibdir

elleẕîne uḫricû min diyârihim bigayri ḥaḳḳin illâ ey yeḳûlû rabbüne-llâh. velevlâ def`u-llâhi-nnâse ba`ḍahüm biba`ḍil lehüddimet ṣavâmi`u vebiye`uv veṣalevâtüv vemesâcidü yüẕkeru fîhe-smü-llâhi keŝîrâ. veleyenṣuranne-llâhü mey yenṣuruh. inne-llâhe leḳaviyyün `azîz.

Onlar haksız yere ve "Rabbimiz Allah'tır" dediler diye yurtlarından çıkarılmışlardır. Allah insanların bir kısmını diğeriyle savmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın adı çok anılan camiler yıkılıp giderdi. And olsun ki, Allah'a yardım edenlere O da yardım eder. Doğrusu Allah kuvvetlidir, güçlüdür.

Tefsir