Skip to main content

يَوْمَ
o gün
لَا يُغْنِى
savamaz
مَوْلًى
dost
عَن مَّوْلًى
dostundan
شَيْـًٔا
bir şey
وَلَا
ve olmaz
هُمْ
onlar
يُنصَرُونَ
yardım edilenlerden

yevme lâ yugnî mevlen `am mevlen şey'ev velâ hüm yünṣarûn.

O gün, dostun dosta hiçbir faydası olmaz, yardım da görmezler.

Tefsir

إِلَّا
ancak hariçtir
مَن
kimseler
رَّحِمَ
acıdığı
ٱللَّهُۚ
Allah'ın
إِنَّهُۥ
şüphesiz O
هُوَ
O
ٱلْعَزِيزُ
üstündür
ٱلرَّحِيمُ
esirgeyendir

illâ mer raḥime-llâh. innehû hüve-l`azîzü-rraḥîm.

Yalnız, Allah'ın merhamet ettiği kimseler bunların dışındadır. O, şüphesiz güçlüdür, merhametlidir.

Tefsir

إِنَّ
şüphesiz
شَجَرَتَ
ağacı
ٱلزَّقُّومِ
Zakkum

inne şecerate-zzeḳḳûm.

Doğrusu günahkarların yiyeceği zakkum ağacıdır; karınlarda suyun kaynaması gibi kaynayan, erimiş maden gibidir.

Tefsir

طَعَامُ
yemeğidir
ٱلْأَثِيمِ
günahkarların

ṭa`âmü-l'eŝîm.

Doğrusu günahkarların yiyeceği zakkum ağacıdır; karınlarda suyun kaynaması gibi kaynayan, erimiş maden gibidir.

Tefsir

كَٱلْمُهْلِ
erimiş maden gibi
يَغْلِى
kaynar
فِى ٱلْبُطُونِ
karınlarda

kelmühl. yaglî fi-lbüṭûn.

Doğrusu günahkarların yiyeceği zakkum ağacıdır; karınlarda suyun kaynaması gibi kaynayan, erimiş maden gibidir.

Tefsir

كَغَلْىِ
kaynaması gibi
ٱلْحَمِيمِ
sıcak suyun

kegalyi-lḥamîm.

Doğrusu günahkarların yiyeceği zakkum ağacıdır; karınlarda suyun kaynaması gibi kaynayan, erimiş maden gibidir.

Tefsir

خُذُوهُ
tutun onu
فَٱعْتِلُوهُ
sürükleyin
إِلَىٰ سَوَآءِ
ortasına
ٱلْجَحِيمِ
cehennemin

ḫuẕûhü fa`tilûhü ilâ sevâi-lceḥîm.

"Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün" denir, sonra ona: "Tad bakalım, hani şerefli olan, değerli olan yalnız sendin. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir" denir.

Tefsir

ثُمَّ
sonra
صُبُّوا۟
dökün
فَوْقَ
üstüne
رَأْسِهِۦ
başının
مِنْ عَذَابِ
azabından
ٱلْحَمِيمِ
kaynar su

ŝümme ṣubbû fevḳa ra'sihî min `aẕâbi-lḥamîm.

"Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün" denir, sonra ona: "Tad bakalım, hani şerefli olan, değerli olan yalnız sendin. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir" denir.

Tefsir

ذُقْ
tad
إِنَّكَ
zira sen
أَنتَ
kendince
ٱلْعَزِيزُ
üstündün
ٱلْكَرِيمُ
şerefliydin

ẕuḳ. inneke ente-l`azîzü-lkerîm.

"Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün" denir, sonra ona: "Tad bakalım, hani şerefli olan, değerli olan yalnız sendin. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir" denir.

Tefsir

إِنَّ
şüphesiz
هَٰذَا
o
مَا
şeydir
كُنتُم
olduğunuz
بِهِۦ
ondan
تَمْتَرُونَ
kuşkulanmış

inne hâẕâ mâ küntüm bihî temterûn.

"Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün" denir, sonra ona: "Tad bakalım, hani şerefli olan, değerli olan yalnız sendin. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir" denir.

Tefsir