Skip to main content

وَإِن
ve eğer
لَّمْ تُؤْمِنُوا۟
inanmadınızsa
لِى
bana
فَٱعْتَزِلُونِ
benden uzaklaşın

veil lem tü'minû lî fa`tezilûn.

"Bana inanmazsanız, başımdan çekilin."

Tefsir

فَدَعَا
sonra du'a etti
رَبَّهُۥٓ
Rabbine
أَنَّ
ki gerçekten
هَٰٓؤُلَآءِ
bunlar
قَوْمٌ
bir toplumdur
مُّجْرِمُونَ
suç işleyen

fede`â rabbehû enne hâülâi ḳavmüm mücrimûn.

Bunlar, suçlu bir millet olduğu için, Rabbine yardım etmesi için yalvardı.

Tefsir

فَأَسْرِ
o halde yürüt
بِعِبَادِى
kullarımı
لَيْلًا
geceleyin
إِنَّكُم
çünkü
مُّتَّبَعُونَ
takibedileceksiniz

feesri bi`ibâdî leylen inneküm müttebe`ûn.

Allah da şöyle buyurdu: "Kullarımı geceleyin yola çıkar; şüphesiz takip olunacaksınız."

Tefsir

وَٱتْرُكِ
ve bırak
ٱلْبَحْرَ
denizi
رَهْوًاۖ
açık
إِنَّهُمْ
çünkü onlar
جُندٌ
bir ordudur
مُّغْرَقُونَ
boğulacak

vetruki-lbaḥra rahvâ. innehüm cündüm mugraḳûn.

"Denizi sakin iken geride bırak, doğrusu onlar suda boğulacak bir ordudur."

Tefsir

كَمْ
nice şeyler
تَرَكُوا۟
onlar geride bıraktılar
مِن جَنَّٰتٍ
bahçelerden
وَعُيُونٍ
ve çeşmeler(den)

kem terakû min cennâtiv ve`uyûn.

Orada nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel konaklar, eğlenip durdukları nimetler bırakmışlardı.

Tefsir

وَزُرُوعٍ
ve ekinler(den)
وَمَقَامٍ
ve makamlar(dan)
كَرِيمٍ
güzel

vezürû`iv vemeḳâmin kerîm.

Orada nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel konaklar, eğlenip durdukları nimetler bırakmışlardı.

Tefsir

وَنَعْمَةٍ
ve ni'metler(den)
كَانُوا۟
onlar
فِيهَا
orada
فَٰكِهِينَ
zevkü sefa sürüyorlardı

vena`metin kânû fîhâ fâkihîn.

Orada nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel konaklar, eğlenip durdukları nimetler bırakmışlardı.

Tefsir

كَذَٰلِكَۖ
işte böyle oldu
وَأَوْرَثْنَٰهَا
ve biz onları miras verdik
قَوْمًا
bir topluma
ءَاخَرِينَ
başka

keẕâlik. veevraŝnâhâ ḳavmen âḫarîn.

Bu böyledir; onları başka bir millete miras bıraktık.

Tefsir

فَمَا بَكَتْ
ağlamadı
عَلَيْهِمُ
onlara
ٱلسَّمَآءُ
gök
وَٱلْأَرْضُ
ve yer
وَمَا
ve
كَانُوا۟
olmadılar
مُنظَرِينَ
fırsat verilenlerden

femâ beket `aleyhimü-ssemâü vel'arḍu vemâ kânû münżarîn.

Gök ve yer, onlar için gözyaşı dökmedi, onlar erteye bırakılmamışlardı.

Tefsir

وَلَقَدْ
ve andolsun
نَجَّيْنَا
biz kurtardık
بَنِىٓ
oğullarını
إِسْرَٰٓءِيلَ
İsrail
مِنَ ٱلْعَذَابِ
azabdan
ٱلْمُهِينِ
küçültücü

veleḳad necceynâ benî isrâîle mine-l`aẕâbi-lmühîn.

And olsun ki, İsrailoğullarını, azgın bir zorba olan Firavun'un alçaltıcı azabından kurtardık.

Tefsir