Skip to main content

وَأَصْحَٰبُ
ve adamları
ٱلشِّمَالِ
solun
مَآ
nedir
أَصْحَٰبُ
adamları
ٱلشِّمَالِ
solun

veaṣḥâbü-şşimâli mâ aṣḥâbü-şşimâl.

Defterleri soldan verilenler; ne yazık o solculara!

Tefsir

فِى
içindedirler
سَمُومٍ
iliklere işleyen bir ateş
وَحَمِيمٍ
ve kaynar su

fî semûmiv veḥamîm.

İnsanın içine işleyen bir sıcaklık ve kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu olmayan kara bir dumanın gölgesinde bulunurlar.

Tefsir

وَظِلٍّ
ve gölgededirler
مِّن يَحْمُومٍ
kara dumandan

veżillim miy yaḥmûm.

İnsanın içine işleyen bir sıcaklık ve kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu olmayan kara bir dumanın gölgesinde bulunurlar.

Tefsir

لَّا
olmayan
بَارِدٍ
serin
وَلَا
ve olmayan
كَرِيمٍ
faydası

lâ bâridiv velâ kerîm.

İnsanın içine işleyen bir sıcaklık ve kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu olmayan kara bir dumanın gölgesinde bulunurlar.

Tefsir

إِنَّهُمْ
çünkü onlar
كَانُوا۟
idiler
قَبْلَ
önce
ذَٰلِكَ
bundan
مُتْرَفِينَ
varlık içinde şımartılmış

innehüm kânû ḳable ẕâlike mütrafîn.

Çünkü onlar, bundan önce, dünyada, nimet içinde bulunurlar iken, büyük günah işlemekte direnir dururlardı.

Tefsir

وَكَانُوا۟
ve ediyorlardı
يُصِرُّونَ
ısrar
عَلَى
üzere
ٱلْحِنثِ
günah (işlemek)
ٱلْعَظِيمِ
büyük

vekânû yüṣirrûne `ale-lḥinŝi-l`ażîm.

Çünkü onlar, bundan önce, dünyada, nimet içinde bulunurlar iken, büyük günah işlemekte direnir dururlardı.

Tefsir

وَكَانُوا۟
ve
يَقُولُونَ
diyorlardı ki
أَئِذَا
zaman mı?
مِتْنَا
biz öldükten
وَكُنَّا
ve olduğumuz
تُرَابًا
toprak
وَعِظَٰمًا
ve kemik yığını
أَءِنَّا
biz mi?
لَمَبْعُوثُونَ
bir daha diriltileceğiz

vekânû yeḳûlûne eiẕâ mitnâ vekünnâ türâbev ve`iżâmen einnâ lemeb`ûŝûn.

Şöyle söylerlerdi: "Öldüğümüzde, toprak ve kemik yığını olduğumuzda mı, biz mi tekrar dirileceğiz?"

Tefsir

أَوَءَابَآؤُنَا
atalarımız da mı?
ٱلْأَوَّلُونَ
önceki

eveâbâüne-l'evvelûn.

"Önce gelip geçmiş babalarımız da mı?"

Tefsir

قُلْ
de ki
إِنَّ
şüphesiz
ٱلْأَوَّلِينَ
öncekiler de
وَٱلْءَاخِرِينَ
ve sonrakiler de

ḳul inne-l'evvelîne vel'âḫirîn.

De ki: "Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de belli bir günün belirli bir vaktinde toplanacaklardır."

Tefsir

لَمَجْمُوعُونَ
mutlaka toplanacaklardır
إِلَىٰ
için
مِيقَٰتِ
buluşma vakti
يَوْمٍ
bir günün
مَّعْلُومٍ
belli

lemecmû`ûne ilâ mîḳâti yevmim ma`lûm.

De ki: "Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de belli bir günün belirli bir vaktinde toplanacaklardır."

Tefsir