Skip to main content

ثُمَّ
sonra
إِنَّكُمْ
şüphesiz siz de
أَيُّهَا
ey
ٱلضَّآلُّونَ
sapıklar
ٱلْمُكَذِّبُونَ
yalanlayıcılar

ŝümme inneküm eyyühe-ḍḍâllûne-lmükeẕẕibûn.

Sonra, siz ey sapıklar, yalanlayanlar!

Tefsir

لَءَاكِلُونَ
mutlaka yiyecekler
مِن شَجَرٍ
ağacından
مِّن
(bir)
زَقُّومٍ
Zakkum

leâkilûne min şecerim min zeḳḳûm.

Doğrusu bir zakkum ağacından yiyeceksiniz.

Tefsir

فَمَالِـُٔونَ
dolduracaklar
مِنْهَا
onunla
ٱلْبُطُونَ
karınları(nı)

femâliûne minhe-lbüṭûn.

Karınlarınızı onunla dolduracaksınız;

Tefsir

فَشَٰرِبُونَ
sonra içecekler
عَلَيْهِ
üzerine
مِنَ ٱلْحَمِيمِ
kaynar sudan

feşâribûne `aleyhi mine-lḥamîm.

Onun üzerine kaynar su içeceksiniz;

Tefsir

فَشَٰرِبُونَ
ve içecekler
شُرْبَ
içişi gibi
ٱلْهِيمِ
susuz develerin

feşâribûne şürbe-lhîm.

Hem de susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz;

Tefsir

هَٰذَا
işte böyledir
نُزُلُهُمْ
onların ağırlanışı
يَوْمَ
gününde
ٱلدِّينِ
ceza

hâẕâ nüzülühüm yevme-ddîn.

İşte onlara, ceza günü sunulacak konukluk budur.

Tefsir

نَحْنُ
biz
خَلَقْنَٰكُمْ
sizi yarattık
فَلَوْلَا
gerekmez mi?
تُصَدِّقُونَ
doğrulamanız

naḥnü ḫalaḳnâküm felevlâ tüṣaddiḳûn.

Sizi yaratan Biziz; hala tasdik etmez misiniz?

Tefsir

أَفَرَءَيْتُم
gördünüz mü?
مَّا تُمْنُونَ
akıttığınız meniyi

eferaeytüm mâ tümnûn.

Söyleyin; akıttığınız meniden insanı yaratan siz misiniz, yoksa Biz mi yaratmaktayız?

Tefsir

ءَأَنتُمْ
siz mi?
تَخْلُقُونَهُۥٓ
onu yaratıyorsunuz
أَمْ
yoksa
نَحْنُ
biz (miyiz?)
ٱلْخَٰلِقُونَ
yaratıcılar

eentüm taḫlüḳûnehû em naḥnü-lḫâliḳûn.

Söyleyin; akıttığınız meniden insanı yaratan siz misiniz, yoksa Biz mi yaratmaktayız?

Tefsir

نَحْنُ
biziz
قَدَّرْنَا
takdir eden
بَيْنَكُمُ
aranızda
ٱلْمَوْتَ
ölümü
وَمَا
ve değildir
نَحْنُ
bizim
بِمَسْبُوقِينَ
önümüze geçilmiş

naḥnü ḳaddernâ beynekümü-lmevte vemâ naḥnü bimesbûḳîn.

Ölümü aranızda Biz tayin ettik; sizi ortadan kaldırıp benzerlerinizi yerinize getirmeyi, sizi bilmediğiniz şekilde var etmeyi dilesek kimse önümüze geçemez.

Tefsir