fekeyfe kâne `aẕâbî venüẕür.
Benim azabım ve uyarmam nasılmış?
veleḳad yesserne-lḳur'âne liẕẕikri fehel mim müddekir.
And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
keẕẕebet ŝemûdü binnüẕür.
Semud milleti uyaran peygamberleri yalanladı.
feḳâlû ebeşeram minnâ vâḥiden nettebi`uhû innâ iẕel lefî ḍalâliv vesü`ur.
"İçimizden bir insana mı uyacağız? O zaman biz sapıklık ve delilik etmiş oluruz. Kitap, aramızda, ona mı verilmiş? Hayır, o pek yalancı ve şımarığın biridir" dediler.
eülḳiye-ẕẕikru `aleyhi mim beyninâ bel hüve keẕẕâbün eşir.
"İçimizden bir insana mı uyacağız? O zaman biz sapıklık ve delilik etmiş oluruz. Kitap, aramızda, ona mı verilmiş? Hayır, o pek yalancı ve şımarığın biridir" dediler.
seya`lemûne gadem meni-lkeẕẕâbü-l'eşir.
Yarın, kimin pek yalancı ve şımarık olduğunu bileceklerdir.
innâ mürsilü-nnâḳati fitnetel lehüm ferteḳibhüm vaṣṭabir.
Doğrusu, onları denemek üzere dişi deveyi gönderen Biziz. Salih'e şöyle demiştik: "Onları gözetle ve sabret;
venebbi'hüm enne-lmâe ḳismetüm beynehüm. küllü şirbim muḥteḍar.
Onlara, sıralarına göre suyun kendileriyle o deve aralarında pay edilmiş olunduğunu söyle."
fenâdev ṣâḥibehüm fete`âṭâ fe`aḳara.
Ama bir arkadaşlarını çağırdılar, o da kılıcını alarak deveyi kesti.
fekeyfe kâne `aẕâbî venüẕür.
Benim azabım ve uyarmam nasılmış?