Skip to main content

إِنَّا
elbette biz
كَذَٰلِكَ
işte böyle
نَجْزِى
mükafatlandırırız
ٱلْمُحْسِنِينَ
güzel davrananları

innâ keẕâlike neczi-lmuḥsinîn.

Doğrusu Biz iyileri böylece mükafatlandırırız.

Tefsir

إِنَّهُۥ
çünkü o
مِنْ عِبَادِنَا
bizim kullarımızdandı
ٱلْمُؤْمِنِينَ
mü'min

innehû min `ibâdine-lmü'minîn.

O, inanmış kullarımızdandı.

Tefsir

وَإِنَّ
ve şüphesiz
لُوطًا
Lut
لَّمِنَ ٱلْمُرْسَلِينَ
gönderilen elçilerdendi

veinne lûṭal lemine-lmürselîn.

Şüphesiz Lut da peygamberlerdendir.

Tefsir

إِذْ
hani
نَجَّيْنَٰهُ
onu kurtarmıştık
وَأَهْلَهُۥٓ
ve ailesini
أَجْمَعِينَ
hepsini

iẕ necceynâhü veehlehû ecme`în.

Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lut'u ve ailesinin hepsini kurtarmıştık.

Tefsir

إِلَّا
dışında
عَجُوزًا
acuze bir kadın
فِى
arasında bulunan
ٱلْغَٰبِرِينَ
(azabda) kalacaklar

illâ `acûzen fi-lgâbirîn.

Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lut'u ve ailesinin hepsini kurtarmıştık.

Tefsir

ثُمَّ
sonra
دَمَّرْنَا
kırdık (geçirdik)
ٱلْءَاخَرِينَ
ötekileri

ŝümme demmerne-l'âḫarîn.

Sonra diğerlerini yok etmiştik.

Tefsir

وَإِنَّكُمْ
şüphesiz siz
لَتَمُرُّونَ
geçip gidiyorsunuz
عَلَيْهِم
onların yanlarından
مُّصْبِحِينَ
sabahleyin

veinneküm letemürrûne `aleyhim muṣbiḥîn.

Sabah akşam, onların yerleri üzerinden geçersiniz. Akletmez misiniz?

Tefsir

وَبِٱلَّيْلِۗ
ve geceleyin
أَفَلَا تَعْقِلُونَ
düşünmüyor musunuz?

vebilleyl. efelâ ta`ḳilûn.

Sabah akşam, onların yerleri üzerinden geçersiniz. Akletmez misiniz?

Tefsir

وَإِنَّ
ve şüphesiz
يُونُسَ
Yunus
لَمِنَ ٱلْمُرْسَلِينَ
gönderilen elçilerdendi

veinne yûnüse lemine-lmürselîn.

Doğrusu Yunus da peygamberlerdendir.

Tefsir

إِذْ
hani
أَبَقَ
kaçmıştı
إِلَى ٱلْفُلْكِ
gemiye
ٱلْمَشْحُونِ
dolu

iẕ ebeḳa ile-lfülki-lmeşḥûn.

Dolu bir gemiye kaçmıştı.

Tefsir