Skip to main content
bismillah

وَٱلسَّمَآءِ
göğe andolsun
ذَاتِ
sahibi
ٱلْبُرُوجِ
burçlar

vessemâi ẕâti-lbürûc.

İçinde burçları bulunan göğe and olsun;

Tefsir

وَٱلْيَوْمِ
ve güne andolsun
ٱلْمَوْعُودِ
va'dedilen

velyevmi-lmev`ûd.

Söz verilen kıyamet gününe and olsun;

Tefsir

وَشَاهِدٍ
ve şahide andolsun
وَمَشْهُودٍ
ve şahidlik edilene

veşâhidiv vemeşhûd.

Şahitlik edene ve edilene and olsun ki, insanlar öldükten sonra diriltileceklerdir.

Tefsir

قُتِلَ
kahroldu
أَصْحَٰبُ
adamları
ٱلْأُخْدُودِ
hendeğin

ḳutile aṣḥâbü-l'uḫdûd.

Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!

Tefsir

ٱلنَّارِ
ateş
ذَاتِ
dolu
ٱلْوَقُودِ
tutuşturulmuş yakıt

ennâri ẕâti-lveḳûd.

Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!

Tefsir

إِذْ
hani
هُمْ
onlar
عَلَيْهَا
onun başında
قُعُودٌ
oturmuşlardı

iẕ hüm `aleyhâ ḳu`ûd.

Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!

Tefsir

وَهُمْ
ve onlar
عَلَىٰ مَا
şeyleri
يَفْعَلُونَ
yaptıkları
بِٱلْمُؤْمِنِينَ
mü'minlere
شُهُودٌ
seyrediyorlardı

vehüm `alâ mâ yef`alûne bilmü'minîne şühûd.

Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!

Tefsir

وَمَا
ve
نَقَمُوا۟
öc almadılar
مِنْهُمْ
onlardan
إِلَّآ
başka bir sebeple
أَن يُؤْمِنُوا۟
inanmalarından
بِٱللَّهِ
Allah'a
ٱلْعَزِيزِ
aziz
ٱلْحَمِيدِ
övgüye layık

vemâ neḳamû minhüm illâ ey yü'minû billâhi-l`azîzi-lḥamîd.

Bu inkarcıların, inananlara kızmaları; onların sadece, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinin bulunan ve övülmeğe layık ve güçlü olan Allah'a inanmış olmalarındandı. Allah her şeye şahiddir.

Tefsir

ٱلَّذِى
O ki
لَهُۥ
O'nundur
مُلْكُ
hükümranlığı
ٱلسَّمَٰوَٰتِ
göklerin
وَٱلْأَرْضِۚ
ve yerin
وَٱللَّهُ
ve Allah
عَلَىٰ
üzerine
كُلِّ
her
شَىْءٍ
şey
شَهِيدٌ
tanıktır

elleẕî lehû mülkü-ssemâvâti vel'arḍ. vellâhü `alâ külli şey'in şehîd.

Bu inkarcıların, inananlara kızmaları; onların sadece, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinin bulunan ve övülmeğe layık ve güçlü olan Allah'a inanmış olmalarındandı. Allah her şeye şahiddir.

Tefsir

إِنَّ
şüphesiz
ٱلَّذِينَ
kimseler
فَتَنُوا۟
işkence eden(ler)
ٱلْمُؤْمِنِينَ
inanan erkeklere
وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ
ve inanan kadınlara
ثُمَّ
sonra
لَمْ يَتُوبُوا۟
tevbe etmeyenler
فَلَهُمْ
onlar için vardır
عَذَابُ
azabı
جَهَنَّمَ
cehennem
وَلَهُمْ
ve onlar için vardır
عَذَابُ
azabı
ٱلْحَرِيقِ
yangın

inne-lleẕîne fetenü-lmü'minîne velmü'minâti ŝümme lem yetûbû felehüm `aẕâbü cehenneme velehüm `aẕâbü-lḥarîḳ.

Ama inanmış erkek ve kadınlara işkence ederek onları dinlerinden çevirmeğe uğraşanlar, eğer tevbe etmezlerse, onlara cehennem azabı vardır. Yakıcı azap da onlaradır.

Tefsir
Kuran bilgisi :
Buruc
القرآن الكريم:البروج
Ayet Sajdah (سجدة):-
suresi (latin):Al-Buruj
sayı Suresi:85
Genel Toplam ayet:22
Toplam kelimeler:109
Toplam karakter:465
sayı Ruku:1
yer:Mekke
Azalan Sipariş:27
Ayetten Başlarken:5909