veeni-`büdûnî. hâẕâ ṣirâṭum müsteḳîm.
Allah şöyle buyurur: Ey suçlular! Bugün müminlerden ayrılın. Ey insanoğulları! Ben size, şeytana tapmayın, o sizin için apaçık bir düşmandır, Bana kulluk edin, bu doğru yoldur, diye bildirmedim mi?
veleḳad eḍalle minküm cibillen keŝîrâ. efelem tekûnû ta`ḳilûn.
And olsun ki, o sizden nice nesilleri saptırmıştı, akletmez miydiniz?
hâẕihî cehennemü-lletî küntüm tû`adûn.
İşte bu, size söz verilen cehennemdir.
iṣlevhe-lyevme bimâ küntüm tekfürûn.
Bugün, inkarcılığınıza karşılık oraya girin.
elyevme naḫtimü `alâ efvâhihim vetükellimünâ eydîhim veteşhedü ercülühüm bimâ kânû yeksibûn.
İşte o gün ağızlarını mühürleriz, Bizimle elleri konuşur, ayakları da yaptıklarına şahidlik eder.
velev neşâü leṭamesnâ `alâ a`yünihim festebeḳu-ṣṣirâṭa feennâ yübṣirûn.
Dilesek, gözlerini kör ederdik de yol bulmağa çalışırlardı. Nasıl görebilirlerdi?
velev neşâü lemesaḫnâhüm `alâ mekânetihim feme-steṭâ`û müḍiyyev velâ yerci`ûn.
Dilesek, onları oldukları yerde dondururduk da, ne ileri gidebilirler ve ne de geri dönebilirlerdi.
vemen nü`ammirhü nünekkishü fi-lḫalḳ. efelâ ya`ḳilûn.
Uzun ömürlü yaptığımızın hilkatini tersine çevirmişizdir. Akletmezler mi?
vemâ `allemnâhü-şşi`ra vemâ yembegî leh. in hüve illâ ẕikruv veḳur'ânüm mübîn.
Biz ona şiir öğretmedik, zaten ona gerekmezdi. Bu bir öğüt ve apaçık Kuran'dır.
liyünẕira men kâne ḥayyev veyeḥiḳḳa-lḳavlü `ale-lkâfirîn.
Diri olan kimseyi uyarsın ve verilen söz de inkarcıların aleyhine çıksın.