Skip to main content

وَنُفِخَ
ve üflendi
فِى ٱلصُّورِ
sur'a
فَإِذَا
işte
هُم
onlar
مِّنَ ٱلْأَجْدَاثِ
kabirlerden
إِلَىٰ رَبِّهِمْ
Rablerine
يَنسِلُونَ
koşuyorlar

venüfiḫa fi-ṣṣûri feiẕâ hüm mine-l'ecdâŝi ilâ rabbihim yensilûn.

Sura üflenince, kabirlerinden Rablerine koşarak çıkarlar.

Tefsir

قَالُوا۟
dediler
يَٰوَيْلَنَا
eyvah bize
مَنۢ
kim?
بَعَثَنَا
bizi kaldırdı
مِن مَّرْقَدِنَاۗۜ
yattığımız yerden
هَٰذَا
işte budur
مَا
şey
وَعَدَ
va'dettiği
ٱلرَّحْمَٰنُ
Rahman'ın
وَصَدَقَ
demek doğru söylemiş
ٱلْمُرْسَلُونَ
peygamberler

ḳâlû yâ veylenâ mem be`aŝenâ mim merḳadinâ. hâẕâ mâ ve`ade-rraḥmânü veṣadeḳa-lmürselûn.

"Vah halimize! Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı?" derler. Onlara: "İşte Rahman olan Allah'ın vadettiği budur, peygamberler doğru söylemişlerdi" denir.

Tefsir

إِن
hayır
كَانَتْ
olur
إِلَّا
sadece
صَيْحَةً
gürültü
وَٰحِدَةً
bir tek
فَإِذَا
hemen
هُمْ
onların
جَمِيعٌ
hepsi
لَّدَيْنَا
huzurumuza
مُحْضَرُونَ
getirilirler

in kânet illâ ṣayḥatev vâḥideten feiẕâ hüm cemî`ul ledeynâ muḥḍarûn.

Tek bir çığlık kopar, hepsi, hemen huzurumuza getirilmiş olur.

Tefsir

فَٱلْيَوْمَ
o gün
لَا تُظْلَمُ
haksızlık yapılmaz
نَفْسٌ
hiç kimseye
شَيْـًٔا
hiçbir şekilde
وَلَا
ve
تُجْزَوْنَ
siz cezalandırılmazsınız
إِلَّا
dışında
مَا كُنتُمْ
olduklarınızın
تَعْمَلُونَ
yapmış

felyevme lâ tużlemü nefsün şey'ev velâ tüczevne illâ mâ küntüm ta`melûn.

Artık bugün kimseye hiçbir haksızlıkta bulunulmaz. İşlediklerinizden başkasıyla karşılık görmezsiniz.

Tefsir

إِنَّ
şüphesiz
أَصْحَٰبَ
halkı
ٱلْجَنَّةِ
cennet
ٱلْيَوْمَ
o gün
فِى
içinde
شُغُلٍ
bir meşguliyet
فَٰكِهُونَ
eğlenirler

inne aṣḥâbe-lcennehi-lyevme fî şügulin fâkihûn.

Doğrusu bugün, cennetlikler eğlenceyle meşguldürler.

Tefsir

هُمْ
kendileri
وَأَزْوَٰجُهُمْ
ve eşleri
فِى ظِلَٰلٍ
gölgelerde
عَلَى
üzerine
ٱلْأَرَآئِكِ
koltuklar
مُتَّكِـُٔونَ
yaslanmışlardır

hüm veezvâcühüm fî żilâlin `ale-l'erâiki müttekiûn.

Onlar ve eşleri gölgeliklerde, tahtlar üzerine yaslanmışlardır.

Tefsir

لَهُمْ
onlar için vardır
فِيهَا
orada
فَٰكِهَةٌ
meyvalar
وَلَهُم
ve onlar için vardır
مَّا
her şey
يَدَّعُونَ
istedikleri

lehüm fîhâ fâkihetüv velehüm mâ yedde`ûn.

Orada meyveler ve her istedikleri onlarındır.

Tefsir

سَلَٰمٌ
selam (vardır)
قَوْلًا
sözle
مِّن رَّبٍّ
Rabden
رَّحِيمٍ
çok esirgeyen

selâmün ḳavlem mir rabbir raḥîm.

Merhametli olan Rab katından onlara selam vardır.

Tefsir

وَٱمْتَٰزُوا۟
şöyle ayrılın
ٱلْيَوْمَ
bugün
أَيُّهَا
ey
ٱلْمُجْرِمُونَ
suçlular

vemtâzü-lyevme eyyühe-lmücrimûn.

Allah şöyle buyurur: Ey suçlular! Bugün müminlerden ayrılın. Ey insanoğulları! Ben size, şeytana tapmayın, o sizin için apaçık bir düşmandır, Bana kulluk edin, bu doğru yoldur, diye bildirmedim mi?

Tefsir

أَلَمْ أَعْهَدْ
ben and vermedim mi?
إِلَيْكُمْ
size
يَٰبَنِىٓ
ey oğulları
ءَادَمَ
Adem
أَن
diye
لَّا تَعْبُدُوا۟
tapmayın
ٱلشَّيْطَٰنَۖ
şeytana
إِنَّهُۥ
şüphesiz o
لَكُمْ
sizin
عَدُوٌّ
düşmanınızdır
مُّبِينٌ
apaçık

elem a`hed ileyküm yâ benî âdeme el lâ ta`büdü-şşeyṭân. innehû leküm `adüvvüm mübîn.

Allah şöyle buyurur: Ey suçlular! Bugün müminlerden ayrılın. Ey insanoğulları! Ben size, şeytana tapmayın, o sizin için apaçık bir düşmandır, Bana kulluk edin, bu doğru yoldur, diye bildirmedim mi?

Tefsir