Skip to main content

ذَٰلِكَ
işte bu
بِمَا
yüzündendir
قَدَّمَتْ
yapıp öne sürdüğü işler
أَيْدِيكُمْ
ellerinizin
وَأَنَّ
yoksa şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
لَيْسَ
değildir
بِظَلَّٰمٍ
zulmedici
لِّلْعَبِيدِ
kullara

ẕâlike bimâ ḳaddemet eydîküm veenne-llâhe leyse biżallâmil lil`abîd.

Melekler, inkar edenlerin yüzlerine ve sırtlarına vurarak, "Yakıcı azabı tadın, bu, kendi ellerinizle yaptığınızın karşılığıdır" diyerek canlarını alırken bir görseydin! Yoksa Allah kullara asla zulmetmez.

Tefsir

كَدَأْبِ
tıpkı gidişi gibidir
ءَالِ
ailesi
فِرْعَوْنَۙ
Fir'avn
وَٱلَّذِينَ
ve kimselerin
مِن قَبْلِهِمْۚ
onlardan öncekilerin
كَفَرُوا۟
(onlar da) inkar etmişlerdi
بِـَٔايَٰتِ
ayetlerini
ٱللَّهِ
Allah'ın
فَأَخَذَهُمُ
onları yakalamıştı
ٱللَّهُ
Allah
بِذُنُوبِهِمْۗ
günahlarıyla
إِنَّ
şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
قَوِىٌّ
güçlüdür
شَدِيدُ
çetindir
ٱلْعِقَابِ
cezası

kede'bi âli fir`avne velleẕîne min ḳablihim. keferû biâyâti-llâhi feeḫaẕehümü-llâhü biẕünûbihim. inne-llâhe ḳaviyyün şedîdü-l`iḳâb.

Firavun taifesi ve onlardan öncekilerin gidişi gibi, Allah'ın ayetlerini yalanladılar da Allah onları günahlarından ötürü yoketti. Allah kuvvetlidir, cezalandırması şiddetlidir.

Tefsir

ذَٰلِكَ
bu böyledir
بِأَنَّ
çünkü
ٱللَّهَ
Allah
لَمْ
asla
يَكُ مُغَيِّرًا
değiştirmez
نِّعْمَةً
ni'meti
أَنْعَمَهَا
onları nimetlendirdiği
عَلَىٰ قَوْمٍ
bir millet
حَتَّىٰ
sürece
يُغَيِّرُوا۟
değiştirmediği
مَا
bulunanı
بِأَنفُسِهِمْۙ
kendilerinde
وَأَنَّ
ve şüphesiz
ٱللَّهَ
Allah
سَمِيعٌ
işitendir
عَلِيمٌ
bilendir

ẕâlike bienne-llâhe lem yekü mügayyiran ni`meten en`amehâ `alâ ḳavmin ḥattâ yügayyirû mâ bienfüsihim veenne-llâhe semî`un `alîm.

Bu, bir topluluk iyi gidişini değiştirmedikçe Allah'ın da verdiği nimeti değiştirmeyeceğinden ve Allah'ın işiten, bilen olmasındandır.

Tefsir

كَدَأْبِ
(Evet) gidişi gibi
ءَالِ
ailesi
فِرْعَوْنَۙ
Fir'avn
وَٱلَّذِينَ
ve kimselerin
مِن قَبْلِهِمْۚ
onlardan öncekilerin
كَذَّبُوا۟
yalanlamışlardı
بِـَٔايَٰتِ
ayetlerini
رَبِّهِمْ
Rablerinin
فَأَهْلَكْنَٰهُم
biz de onları mahvetmiştik
بِذُنُوبِهِمْ
günahlarıyle
وَأَغْرَقْنَآ
ve boğmuştuk
ءَالَ
ailesini
فِرْعَوْنَۚ
Fir'avn
وَكُلٌّ
ve hepsi de
كَانُوا۟ ظَٰلِمِينَ
zulmedicilerdi

kede'bi âli fir`avne velleẕîne min ḳablihim. keẕẕebû biâyâti rabbihim. feehleknâhüm biẕünûbihim veagraḳnâ âle fir`avn. veküllün kânû żâlimîn.

Firavun taifesi ve onlardan öncekilerin gidişi gibi, Rablerinin ayetlerini yalanladılar da onları günahlarından ötürü yok ettik. Firavun taifesini suda boğduk, hepsi zalimlerdi.

Tefsir

إِنَّ
şüphesiz
شَرَّ
en kötüsü
ٱلدَّوَآبِّ
canlıların
عِندَ
göre
ٱللَّهِ
Allah'a
ٱلَّذِينَ
kimselerdir
كَفَرُوا۟
kafirlerdir
فَهُمْ
artık onlar
لَا يُؤْمِنُونَ
inanmazlar

inne şerra-ddevâbbi `inde-llâhi-lleẕîne keferû fehüm lâ yü'minûn.

Allah katında yeryüzünde yaşayanların en kötüsü, inkar edenlerdir. Onlar artık inanmazlar.

Tefsir

ٱلَّذِينَ
kimseler
عَٰهَدتَّ
sen andlaşma yaptığın
مِنْهُمْ
kendileriyle
ثُمَّ
sonra
يَنقُضُونَ
bozarlar
عَهْدَهُمْ
andlaşmalarını
فِى كُلِّ
her
مَرَّةٍ
defasında
وَهُمْ
ve onlar
لَا
hiç
يَتَّقُونَ
çekinmeden

elleẕîne `âhette minhüm ŝümme yenḳuḍûne `ahdehüm fî külli merrativ vehüm lâ yetteḳûn.

Anlaşma yaptığın kimseler, sonucundan sakınmayarak anlaşmalarını her defasında bozarlar. Savaşta onları yakalarsan, arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et.

Tefsir

فَإِمَّا
bundan dolayı
تَثْقَفَنَّهُمْ
onları yakalarsan
فِى ٱلْحَرْبِ
savaşta
فَشَرِّدْ
dağıt
بِهِم
onları
مَّنْ
kimseleri de
خَلْفَهُمْ
arkalarında ki
لَعَلَّهُمْ
böylece
يَذَّكَّرُونَ
ibret alsınlar

feimmâ teŝḳafennehüm fi-lḥarbi feşerrid bihim men ḫalfehüm le`allehüm yeẕẕekkerûn.

Anlaşma yaptığın kimseler, sonucundan sakınmayarak anlaşmalarını her defasında bozarlar. Savaşta onları yakalarsan, arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et.

Tefsir

وَإِمَّا
ve eğer
تَخَافَنَّ
korkarsan
مِن قَوْمٍ
bir kavmin
خِيَانَةً
hiyanet etmesinden
فَٱنۢبِذْ
sen de davran
إِلَيْهِمْ
onlara
عَلَىٰ سَوَآءٍۚ
aynı şekilde
إِنَّ
çünkü
ٱللَّهَ
Allah
لَا يُحِبُّ
sevmez
ٱلْخَآئِنِينَ
hainleri

veimmâ teḫâfenne min ḳavmin ḫiyâneten fembiẕ ileyhim `alâ sevâ'. inne-llâhe lâ yüḥibbü-lḫâinîn.

Eğer bir topluluğun anlaşmaya hıyanet etmesinden korkarsan, sen de onlara karşı anlaşmayı bozarak aynı şekilde davran. Doğrusu Allah hainleri sevmez.

Tefsir

وَلَا يَحْسَبَنَّ
sanmasınlar
ٱلَّذِينَ
kimseler
كَفَرُوا۟
inkar edenler
سَبَقُوٓا۟ۚ
kaçabileceklerini
إِنَّهُمْ
şüphesiz onlar
لَا يُعْجِزُونَ
(bizi) aciz bırakamazlar

velâ yaḥsebenne-lleẕîne keferû sebeḳû. innehüm lâ yü`cizûn.

İnkar edenler, asla öne geçtiklerini sanmasınlar, çünkü onlar bizi aciz bırakamıyacaklardır.

Tefsir

وَأَعِدُّوا۟
hazırlayın
لَهُم
onlara karşı
مَّا ٱسْتَطَعْتُم
gücünüz yettiği kadar
مِّن قُوَّةٍ
kuvvet
وَمِن رِّبَاطِ
ve cihad için bağlanıp beslenen
ٱلْخَيْلِ
atlar
تُرْهِبُونَ
korkutursunuz
بِهِۦ
bununla
عَدُوَّ
düşmanını
ٱللَّهِ
Allah'ın
وَعَدُوَّكُمْ
ve sizin düşmanınızı
وَءَاخَرِينَ
ve başkalarını
مِن دُونِهِمْ
onların dışında
لَا تَعْلَمُونَهُمُ
sizin bilmediğiniz
ٱللَّهُ
Allah'ın
يَعْلَمُهُمْۚ
bildiği
وَمَا
ne ki
تُنفِقُوا۟
harcarsanız
مِن شَىْءٍ
herşeyden
فِى سَبِيلِ
yolunda
ٱللَّهِ
Allah
يُوَفَّ
tam olarak ödenir
إِلَيْكُمْ
size
وَأَنتُمْ
ve siz
لَا تُظْلَمُونَ
hiç haksızlığa uğratılmazsınız

vee`iddû lehüm me-steṭa`tüm min ḳuvvetiv vemir ribâṭi-lḫayli türhibûne bihî `adüvve-llâhi ve`adüvveküm veâḫarîne min dûnihim. lâ ta`lemûnehüm. allâhü ya`lemühüm. vemâ tünfiḳû min şey'in fî sebîli-llâhi yüveffe ileyküm veentüm lâ tużlemûn.

Ey inananlar! Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allah'ın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allah'ın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda sarfettiğiniz her şey size haksızlık yapılmadan, tamamen ödenecektir.

Tefsir