Skip to main content

كَلَّآ
hayır
إِذَا
zaman
دُكَّتِ
dümdüz edildiği
ٱلْأَرْضُ
yer
دَكًّا
sarsıla
دَكًّا
sarsıla

kellâ iẕâ dükketi-l'arḍu dekken dekkâ.

Ama yer, çarpılıp paralandığı zaman;

Tefsir

وَجَآءَ
ve geldiği (zaman)
رَبُّكَ
Rabbine
وَٱلْمَلَكُ
melekler
صَفًّا
sıra
صَفًّا
sıra

vecâe rabbüke velmelekü ṣaffen ṣaffâ.

Melekler sıra sıra dizilip, Rabbinin buyruğu gelince,

Tefsir

وَجِا۟ىٓءَ
ve getirildiği
يَوْمَئِذٍۭ
o gün
بِجَهَنَّمَۚ
cehennem
يَوْمَئِذٍ
işte o gün
يَتَذَكَّرُ
anlar
ٱلْإِنسَٰنُ
insan
وَأَنَّىٰ
artık ne (yararı) var?
لَهُ
kendisine
ٱلذِّكْرَىٰ
anlamanın

vecîe yevmeiẕim bicehenneme yevmeiẕiy yeteẕekkeru-l'insânü veennâ lehü-ẕẕikrâ.

O gün, cehennem ortaya konur. O gün insan öğüt almaya çalışır ama artık öğütten ona ne?

Tefsir

يَقُولُ
der ki
يَٰلَيْتَنِى
ah keşke ben
قَدَّمْتُ
(iyi işler) gönderseydim
لِحَيَاتِى
bu hayatım için

yeḳûlü yâ leytenî ḳaddemtü liḥayâtî.

"Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaymışım" der.

Tefsir

فَيَوْمَئِذٍ
o gün
لَّا يُعَذِّبُ
azab edemez
عَذَابَهُۥٓ
O'nun yapacağı azabı
أَحَدٌ
hiç kimse

feyevmeiẕil lâ yü`aẕẕibü `aẕâbehû eḥad.

O gün, hiç kimse, Allah'ın azabettiği gibi azabedemez.

Tefsir

وَلَا
ve
يُوثِقُ
bağ vuramaz
وَثَاقَهُۥٓ
O'nun vuracağı bağı
أَحَدٌ
hiç kimse

velâ yûŝiḳu veŝâḳahû eḥad.

Hiç kimse O'nun vurduğu bağ gibisini bağlayamaz.

Tefsir

يَٰٓأَيَّتُهَا
ey
ٱلنَّفْسُ
nefis
ٱلْمُطْمَئِنَّةُ
huzura eren

yâ eyyetühe-nnefsü-lmuṭmeinneh.

Ey huzur içinde olan can!

Tefsir

ٱرْجِعِىٓ
dön
إِلَىٰ رَبِّكِ
Rabbine
رَاضِيَةً
razı olarak
مَّرْضِيَّةً
rızasını kazanarak

irci`î ilâ rabbiki râḍiyetem merḍiyyeh.

O, senden, sen de O'ndan hoşnut olarak Rabbine dön!

Tefsir

فَٱدْخُلِى
ve gir
فِى
arasına
عِبَٰدِى
kullarım

fedḫulî fî `ibâdî.

Ey can! İyi kullarımın arasına gir.

Tefsir

وَٱدْخُلِى
ve gir
جَنَّتِى
cennetime

vedḫulî cennetî.

Cennetime gir.

Tefsir